Yusuf Suresi 31. Ayet

Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.

Yusuf Suresi 111 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 53. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 235 sayfa numarasında yer almaktadır.
فَلَمَّا سَمِعَتْ بِمَكْرِهِنَّ اَرْسَلَتْ اِلَيْهِنَّ وَاَعْتَدَتْ لَهُنَّ مُتَّكَـٔاً وَاٰتَتْ كُلَّ وَاحِدَةٍ مِنْهُنَّ سِكّ۪يناً وَقَالَتِ اخْرُجْ عَلَيْهِنَّۚ فَلَمَّا رَاَيْنَهُٓ اَكْبَرْنَهُ وَقَطَّعْنَ اَيْدِيَهُنَّ وَقُلْنَ حَاشَ لِلّٰهِ مَا هٰذَا بَشَراًۜ اِنْ هٰذَٓا اِلَّا مَلَكٌ كَر۪يمٌ
Sureler
Mushaf
Sayfa 235
İlgili Sure
Yusuf Suresi
Ayetler
İsim Meal
Abdulbaki Gölpınarlı Kadın, onların dedikodu yaparak kendisini dile düşürme düzenlerini işitince, onları davet edip kendileri için mükellef bir ziyafet hazırladı ve herbirinin eline de yiyecekleri eti ve meyveyi kesmek üzere bir bıçak tutuşturdu. Sonra Yûsuf'a: “Çık şimdi onların karşısına!” dedi. Kadınlar onu görünce, güzelliği karşısında şaşırıp kaldılar da onu gözlerinde büyüttüler ve şaşkınlıklarından ellerini kestiler: “Aman Allah'ım!” dediler. “Bu ölümlü bir insan olamaz, olsa olsa gözde bir melektir bu.”
Abdullah Parlıyan Kadın, onların dedikodusunu duyunca, onlara dâvetçi gönderdi; onlar için dayanacak yastıklar hazırladı. Herbirine bir bıçak verdi. (Kadınlar meyveleri soyarken Yusufa): "Çık karşılarına!" dedi. Kadınlar onu görünce, onun büyüklüğünü anladılar. (Şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve dediler ki: Hâşâ Rabbimiz! Bu bir beşer değil... Bu ancak üstün bir melektir!
Adem Uğur (Aziyz'in karısı) onların arkasından konuşmalarını duyunca, onlara haber ulaştırıp davet verdi. . . Onlar için keyifle oturacakları mükellef bir sofra hazırlattı. Onlardan her birine de bir bıçak verdi sonra (Yusuf'a): "Karşılarına çık (görün)!" dedi. . . (Şehirli kadınlar) Onu görünce, gözlerinde (yakışıklılığını) çok büyüttüler, şaşkınlıkla (ellerindeki yerine) kendi ellerini kestiler. . . Dediler ki: "Hâşâ! Allâh hakkı için, bu bir beşer değil; bu ancak güzel bir melektir. "
Ahmed Hulusi Kadın, onların gizliden gizliye dedikodu yaydıklarını duyunca, onları davet etmek için adamlar gönderdi. Onlara rahat koltuklar, meyva dolu siniler hazırlamıştı. Onların her birine birer bıçak verdi. Yûsuf’a da: 'Çık şunların karşılarına' dedi. Onu gördüklerinde, gözlerinde çok büyüttüler. Şaşkınlıktan ellerini kestiler. 'Hâşâ, Allah için, bu bir beşer değil, bu ancak, üstün vasıflı bir melek' dediler.
Ahmet Tekin Kadın onların düzenlerini duyunca kendilerine (birini) gönderdi. Onlar için dayanacakları koltuklar hazırladı ve her birine bir bıçak verdi. (Yusuf'a): 'Çık karşılarına' dedi. Onu gördüklerinde (gözlerinde) büyüttüler, (şaşkınlıktan) ellerini kestiler ve: 'Allah'ı tenzih ederiz, bu bir beşer değildir. Bu ancak üstün bir melektir' dediler.
Ahmet Varol (Kadın) Onların düzenlerini işitince, onlara (bir davetçi) yolladı, oturup dayanacakları yerler hazırladı ve her birinin eline (önlerindeki meyveleri soymaları için) bıçak verdi. (Yusuf'a da:) "Çık, onlara (görün)" dedi. Böylece onlar onu (olağanüstü güzellikte) görünce (insanüstü bir varlıkmış gibi gözlerinde) büyüttüler, (şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve: "Allah'ı tenzih ederiz; bu bir beşer değildir. Bu, ancak üstün bir melektir" dediler.
Ali Bulaç Hanım, şehirdeki kadınların kendisini ayıpladıklarını ve dedikodu yaptıklarını işitince, onlara dâvetçi gönderdi. Onlar için dayalı-döşeli bir sofra hazırladı ve her birine bir bıçak verdi. Sonra Yûsuf’a: “- Çık karşılarına” dedi. Kadınlar onu görünce, kendisini çok büyüttüler ve şaşkınlıklarından ellerini kestiler. Allah’ı tenzih ederiz, bu bir insan değildir. Bu, ancak kerîm bir melektir, dediler.
Ali Fikri Yavuz Aleyhinde dolaşan dedikodular kulağına erişince hanım o kadınları konağına çağırttı. Onlar için mükellef bir sofra hazırladı ve sofraya her biri için bir bıçak koydu. Kadınların, ellerinde bıçak meyve ile meşgul oldukları bir anda Yusuf’a, “Çık karşılarına!” dedi. Kadınlar Yusuf’u görüverince hayranlıktan dona kaldılar ve güzelliğine dalıp, farkında olmadan ellerini kestiler: “Haşa, Allah için, bu bir insan olamaz; bu, olsa olsa pek yüce, pek kıymetli bir melek olabilir!” dediler.
Ali Ünal Kadın, onların dedikodu şeklindeki oyunlarını işitince, onlara haber gönderdi. Kendilerine, yaslanarak yiyebilecekleri bir sofra hazırladı ve her birine bir bıçak verdi. Yûsuf'a da, “Karşılarına çık” dedi. Nihayet Yûsuf'u görünce onu öylesine yücelttiler ki, bu yüzden bıçakla kendi ellerini kestiler ve şöyle dediler: “Aman Allah'ım! Bu bir insan değil; asil bir melek bu!”
Bayraktar Bayraklı Kadinlarin kendisini yermesini isitince onlari davet etti; koltuklar hazirladi; geldiklerinde herbirine birer bicak verdi. Yusuf'a: «Yanlarina cik» dedi. Kadinlar Yusuf'u gorunce sasip ellerini kestiler ve «Allah'i tenzih ederiz ama, bu insan degil ancak cok guzel bir melektir» dediler.
Bekir Sadak Kadınların dedikodu mahiyetindeki fısıldaşmalarını işitince onları davet edip kendileri için dayalıdöşeli yer hazırladı. Sonra da (gelen) kadınlardan herbirinin (eline) bir bıçak verdi ve (Yûsuf'a seslenerek) «çık karşılarına !» dedi. Onlar Yûsuf'u görünce, onu kendi gözlerinde iyice büyüttüler de (şaşkınlıktan) ellerini kestiler ve «hâşâ, Allah'ı tenzîh ederiz, bu bir insan değil, ancak güzel-çekici bir melektir» dediler.
Celal Yıldırım (Züleyha) o (kadı)nların dedikodularını işitince (bir davetçi) gönderip onları çağırdı. Onlar için oturup yaslanacakları bir yer hazırladı. Her birine birer de bıçak verdi ve Yusuf'a: “Çık karşılarına” dedi. Kadınlar Yusuf'u görünce güzelliği karşısında büyülendiler (şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve “Allah'ım, sen ne büyüksün! Bu bir insan değil, ancak saygın bir melektir” dediler.
Cemal Külünkoğlu Kadın, bunların dedikodularını işitince haber gönderip onları çağırdı. (Ziyafet düzenleyip) onlar için oturup yaslanacakları yer hazırladı. Her birine birer de bıçak verdi ve Yûsuf’a, “Çık karşılarına” dedi. Kadınlar Yûsuf’u görünce, onu pek büyüttüler ve şaşkınlıkla ellerini kestiler. “Hâşâ! Allah için, bu bir insan değil, ancak şerefli bir melektir” dediler.
Diyanet İşleri Kadınların kendisini yermesini işitince onları davet etti; koltuklar hazırladı; geldiklerinde her birine birer bıçak verdi. Yusuf'a: 'Yanlarına çık' dedi. Kadınlar Yusuf'u görünce şaşıp ellerini kestiler ve 'Allah'ı tenzih ederiz ama, bu insan değil ancak çok güzel bir melektir' dediler.
Diyanet İşleri ( Eski ) Kadın, onların dedikodusunu duyunca, onlara dâvetçi gönderdi; onlar için dayanacak yastıklar hazırladı. Onlardan herbirine bir bıçak verdi. (Kadınlar meyveleri soyarken Yusuf'a): «Çık karşılarına!» dedi. Kadınlar onu görünce, onun büyüklüğünü anladılar. (Şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve dediler ki: Hâşâ Rabbimiz! Bu bir beşer değil... Bu ancak üstün bir melektir!
Diyanet Vakfı Kadın, onların dedikodusunu işitince onları davet etti. Onlar için konforlu yerler hazırladı. Her birine birer bıçak verdi. (Kadınlar, meyvelerini soymakla meşgul iken Yusuf'a:) 'Onların huzuruna çık,' dedi. Kadınlar onu görünce, öyle etkilendiler ki ellerini kestiler ve: 'ALLAH korusun, bu bir insan değil; bu ancak asil bir melektir,' dediler.
Edip Yüksel Azizin karısı, onların gizliden gizliye dedikodu yaydıklarını işitince, onlara davetçi gönderdi ve onlara mükellef bir sofra hazırladı. Her birine bir bıçak verdi, beri taraftan da Yusuf'a «çık karşılarına» dedi. Görür görmez hepsi onu gözlerinde çok büyüttüler ve (şaşkınlıkla) ellerini kestiler. Dediler ki: «Hâşâ! Allah için, bu bir insan değil, olsa olsa yüce bir melektir.»
Elmalılı ( Sade ) Onların gizliden gizliye dedikodularını duyunca, onlara bir davetçi gönderdi, onlar için dayalı döşeli bir sofra hazırladı, her birine bir bıçak verdi ve: «Çık karşılarına!» dedi. Kadınlar onu görür görmez çok büyüttüler, kendi ellerini doğradılar ve: «Haşa, Allah için bu bir insan değil, ancak değerli bir melektir!» dediler.
Elmalılı ( Sade - 2 ) Vaktâ ki bunların gizliden gizliye dedikodularını işitti, onlara da'vetçi gönderdi ve onlar için dayalı döşeli bir sofra hazırladı ve her birine bir bıçak verdi, beriden de çık karşılarına dedi, hepsi onu görür görmez çok büyüttüler, kendilerinin ellerini doğradılar ve hâşâ, dediler, Allah için bu bir beşer değil, mahzâ bir Meleki kerîm.
Elmalılı Hamdi Yazır (Kadın) Onların düzenlerini işitince onlara (bir davetçi) yolladı, oturup dayanacakları yerler hazırladı ve her birinin eline (önlerindeki meyveleri soymaları için) bıçak verdi. (Yusuf'a da:) "Çık, onlara (görün)" dedi. Böylece onlar onu (olağanüstü güzellikte) görünce (insanüstü bir varlıkmış gibi gözlerinde) büyüttüler, (dalgınlıklarından) ellerini kestiler ve: "Tanrı'yı tenzih ederiz; bu bir beşer değildir. Bu, ancak üstün bir melektir" dediler.
Gültekin Onan O kadınların düzenlerini işitince, kendilerine haber gönderdi, oturup dayanacakları yerler hazırladı ve her birinin eline bıçak verdi ve: “Çık karşılarına.” dedi. Böylece onlar onu görünce büyüttüler, ellerini kestiler ve dediler ki: “Allah’ı tenzih ederiz. Bu, bir beşer değildir. Bu ancak çok şerefli bir melektir.”
Harun Yıldırım Vaktaki (kadın) onların gizliden gizliye yapdıkları dedi koduları işitdi, kendilerine (da'vetci) yolladı, onlar için (rahatça) yaslanacak bir yer (bir de sofra) hazırladı, onlardan her birine birer bıçak verdi. (Yuusufa): «Çık karşılarına» dedi; şimdi onlar bunu görünce kendisini büyük bir varlık olarak tanıdılar, (hayranlıklarından) ellerini kesdiler ve dediler ki: «Allâhı tenzîh ederiz. Bu, bir beşer değildir. Bu, çok şerefli bir melekden başkası değildir».
Hasan Basri Çantay Sonunda (o kadın) onların gizli dedikodularını işitince, kendilerine (haber) gönderdi ve onlar için yaslanacak bir yer (yastıklar ve bir sofra) hazırladı; herbirine ise birer (keskin)bıçak verdi ve (meyveleri soy maya baş ladıklarında, Yûsuf’a): 'Kar şıla rı na çık!' dedi. Bunun üzerine (kadınlar) onu (Yû suf’u) görünce, (eşsiz güzelliğine ve fa zîletine meftûn olarak) onu pek yüce gördüler de (hayranlıklarından farkına bile varmadan) ellerini kestiler ve: 'Hâşâ! Allah için, bu bir insan değildir! Bu, ancak çok şerefli bir melektir!' dediler.
Hayrat Neşriyat Onların dedikodularını işitince; onlara haber yolladı. Onlar için yaslanacak yerler hazırladı ve onlardan her birine birer bıçak verdi. (Yusuf'a) : Çık karşılarına, dedi. Hepsi onu görünce kendisini çok büyüttüler. Ve ellerini kestiler. Dediler ki: Allah'ı tenzih ederiz. Haşa bu, bir beşer değildir, ancak çok şerefli bir melektir.
İbni Kesir Azizin karısı, kadınların aralarında aleyhindeki suçlayıcı konuşmaları işitince, kadınlara hazırlık yapıp (davet etti), her birisinin ellerine birer bıçak verdikten sonra, Yusuf'a "Onların yanına çık" dedi. Yusuf'u gördüklerinde, kadınların gözleri şaşkınlıktan kocaman oldu, bıçaklarla ellerini kestiler ve "Allah için, bu bir insan olamaz, bu adam ancak değerli bir melek olmalı" dediler.
İlyas Yorulmaz (Kadın) Onların düzenlerini işitince, onlara (kurye) yolladı, onlar için bir eğlence partisi düzenledi ve her birinin eline (önlerindeki meyveleri soymaları için) bıçak verdi. (Yusuf'a da:) “Çık, onlara (görün)” dedi. Böylece onlar onu görünce (gözlerinde) büyüttüler, (şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve “Allah'ı tenzih ederiz! Bu bir beşer değildir, bu, ancak yüce bir melektir” dediler.
İnsan Dergisi Vezirin karısı, kadınların kendi aleyhindeki dedikodularını işitince, onlar için dört başı mamur bir sofra hazırlayıp kendilerini yemeğe davet etti. Ayrıca her birinin önüne, sunulan meyveleri soymak için birer bıçak koydu. Kadınlar gelip yemeklerini yedikten sonra tam meyveleri soyarlarken, perde arkasında bekleyen Yusuf'a gizlice, "Şimdi onların karşısına çık!" diye emretti. Kadınlar onu anîden karşılarında görünce, olağanüstü güzelliği karşısında âdeta büyülendiler; şaşkınlıktan, meyve yerine ellerini kestiler ve "Aman Allah'ım, bu güzellikteki bir varlık insan olamaz; olsa olsa yüce bir melektir bu!" dediler
Kadri Çelik Kadınların bu kötü konuşmaları kulağına değince, kişizadenin karısı, onları davet edip kendileri için mükellef bir ziyafet hazırladı, ve her birinin eline bir bıçak tutuşturdu. Sonra (Yusuf'a): "Çık (şimdi) onların karşısına!" dedi. Kadınlar o'nu görünce güzelliği karşısında şaşırıp kaldılar ve şaşkınlıklarından ellerini kestiler: "Aman Allahım!" dediler, "Bu ölümlü biri olamaz; olsa olsa gözde bir melek bu!"
Mahmut Kısa Dedikodularını duyunca dâvet etti onları ve dayanacak şeyler getirdi, sofra çıkardı ve her birine birer bıçak verdi ve Yûsuf'a, görün şunlara, gel dedi. Kadınlar, onu görünce şaşırdılar, meyve yerine ellerini doğradılar ve tenzîh ederiz Allah'ı dediler, hâşâ bu insan değil, olsa olsa büyük ve şerefli bir melek.
Muhammed Esed (Kadın) onların (bu tür) dedikodularını işitince, onları davet ederek kendileri için dayalı döşeli bir ziyafet sofrası hazırladı, her birinin eline de birer bıçak tutuşturdu ve (Yusuf'a) "Çık karşılarına!" dedi. Hanımlar onu görünce kendilerinden geçip hayran kaldılar; dahası (bu yüzden) ellerini kestiler ve "Olamaz!" dediler, "Aman Allah'ım! Bu bir insan olamaz, olsa olsa bu yüce bir melektir!"
Mustafa İslamoğlu Vaktâ ki, onların gizledikleri dedikodularını işitti, onlara (bir davetci) gönderdi ve onlar için çakı ile kesilecek bir taam sofrası hazırladı. Ve onlardan her birine bir bıçak verdi. Ve (Ey Yusuf!), «Onların karşılarına çık!» dedi. Vaktâ ki O'nu gördüler, O'nu pek büyüttüler ve kendi ellerini kesiverdiler ve dediler ki: «Allah Teâlâ'yı tenzih ederiz, bu bir insan değil, bu ancak bir kerîm melektir.»
Ömer Nasuhi Bilmen Kadın, kendisini yermelerini işitince onlara dâvetçiler gönderdi. Dayalı döşeli yer (sofra) hazırladı. Geldiklerinde her birine birer bıçak verdi. “Çık karşılarına!” dedi. Kadınlar onu görünce büyüklüğünü anladılar ve şaşkınlıklarından ellerini kestiler. “Allah için hâşâ! Bu insan değildir, ancak yüce bir melektir. ” dediler.
Ömer Öngüt Kadınların çekiştirmelerini duyunca onları davet etti. Onlara koltuk hazırladı ve her birine bir bıçak verdi. Yusuf’a ‘onların yanına çık!’ dedi. Kadınlar, onu görünce kendilerinden geçtiler, ellerini kestiler. ve: -Haşa, Allah için bu bir insan değil, dediler. Bu çok güzel bir melek.
Şaban Piriş Kadın onların dedikodularını işitince onlara adam gönderdi ve onlar için dayanacak yastıklar hazırladı. Onlardan her birine bir bıçak verdi. “Onların karşısına çık!” dedi. Kadınlar onu görünce, onu gözlerinde büyüttüler ve kendi ellerini kestiler. Dediler ki: “Allah için hâşâ! Bu, bir insan değildir! Bu ancak, güzel bir melektir!”
Sadık Türkmen Kadın, hemcinslerinin bu kınayıcı dedikodularını duyunca haber salarak onları evine çağırdı, onlar için konforlu sedirler hazırladı, herbirinin eline birer yemek bıçağı verdi ve Yusuf'a «Çık şunların önüne» dedi. Kadınlar Yusuf'u görünce güzelliği karşısında büyülendiler ve «Allah'ım, sen ne büyüksün! Bu bir insan değil, olsa olsa saygın bir melektir» dediler.
Seyyid Kutub Hanım o kadınların kendisi aleyhindeki bu dedikodularını işitince onları konağına dâvet etmek üzere dâvetçi gönderdi. Onlar için mükellef bir sofra hazırlattı. Sofrada, ikram edilen meyveleri soysunlar diye, her misafir için bir de bıçak koydurmuştu. Onlar meyvelerini soyup kesmekle meşgul oldukları sırada, beriden de Yusuf’a: "Çık şimdi onların karşısına!" dedi. Kadınlar onu görünce hayran kaldılar, onun güzelliğine dalıp gittiklerinden, farkında olmadan kendi ellerini kestiler ve: "Hâşâ! Allah için bu, bir insan olamaz! Bu sadece yüce bir melek! Başka bir şey olamaz!" dediler.
Suat Yıldırım (Kadın), onların (dedikodu yaparak kendisini dile düşürme) düzenlerini işitince, onlara (adam) gönderdi (yemeğe davet etti). Onlar için dayanacak yastıklar hazırladı ve her birine de birer bıçak verdi. (Yûsuf'a): "Çık karşılarına!" dedi. Kadınlar, (önlerine konan meyveleri soyup yemekle meşgul iken) Yûsuf'u görünce onu (gözlerinde) büyüttüler, (ona hayranlıklarından ötürü) ellerini kestiler ve: "Allâh için, hâşâ bu, insan değildir; bu ancak güzel bir melektir!" dediler.
Süleyman Ateş (Kadın) Onların düzenlerini işitince, onlara (bir davetçi) yolladı, oturup dayanacakları yerler hazırladı ve her birinin eline (önlerindeki meyveleri soymaları için) bıçak verdi. (Yusuf'a da:) «Çık, onlara (görün)» dedi. Böylece onlar onu (olağanüstü güzellikte) görünce (insanüstü bir varlıkmış gibi gözlerinde) büyüttüler, (şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve: «Allah'ı tenzih ederiz; bu bir beşer değildir. Bu, ancak üstün bir melektir» dediler.
Süleymaniye Vakfı Dedikoduları kadının kulağına gelince davetçiler gönderdi. Onlara portakal[1*] hazırladı; her birine bir bıçak verdi. Sonra Yusuf’a: “Haydi yanlarına çık” dedi. Kadınlar Yusuf’u görünce büyülendiler ve ellerini kestiler. Dediler ki “Olmaz böyle şey[2*]! Allah için bu insan değil, olsa olsa değerli bir melek olur.”
Tefhim-ul Kuran Azizin hanımı onların dedikodusunu işitince, onlara bir davet verdi. Onlara dayalı döşeli bir sofra hazırladı, herbirinin eline birer bıçak verdi, Yusuf'a da 'Yanlarına çık' dedi. Onu gördüklerinde, güzelliğine hayran kaldılar da şaşkınlıkla ellerini kestiler. 'Aman Allahım, bu beşer olamaz,' dediler. 'Olsa olsa bu büyük bir melektir!'
Ümit Şimşek Kadın onların oyunlarını işitince, onlara haber gönderdi. Kendilerine, yaslanarak yiyebilecekleri bir sofra hazırladı ve her birine bir bıçak verdi. Yûsuf'a: "Karşılarına çık." dedi. Nihayet Yûsuf'u görünce onu öylesine yücelttiler ki, kendilerinin ellerini kestiler. Şöyle dediler: "Aman Allahım! Bu bir insan değil; asil bir melek bu!"
Yaşar Nuri Öztürk (Azizin karısı) onların (yaydıkları bu) dedikoduları işitince onlara (bir davetçi) yolladı. Oturup-dayanacakları yerler hazırladı ve her birinin eline bıçak verdi. (Kadınlar önlerindeki meyveleri soymaya başlayınca Yusuf'a) "(Şimdi) çık karşılarına" dedi. Onlar onu (olağanüstü güzellikte) görünce (insanüstü) büyük bir varlık sandılar ve ellerini keserek "Haşa-Allah'ı tenzih ederiz ki bu bir beşer değildir ancak çok şerefli bir melektir" dediler.

Sureler
Sayfa 235
Mushaf
Yusuf Suresi
İlgili Sure
Ayetler