Tâ-Hâ Suresi 105. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Tâ-Hâ Suresi 135 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 45. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 312 sayfa numarasında yer almaktadır.
وَيَسْـَٔلُونَكَ عَنِ الْجِبَالِ فَقُلْ يَنْسِفُهَا رَبّ۪ي نَسْفاًۙ
Sureler
Mushaf
Sayfa 312
Sayfa 312
İlgili Sure
Tâ-Hâ Suresi
Tâ-Hâ Suresi
Önceki
Tâ-Hâ Suresi 104. Ayet
Tâ-Hâ Suresi 104. Ayet
Sonraki
Tâ-Hâ Suresi 106. Ayet
Tâ-Hâ Suresi 106. Ayet
| İsim | Meal |
|---|---|
| Abdulbaki Gölpınarlı | O kıyamet günü, dağların ne olacağını soruyorlar sana. O zaman onlara de ki: “Rabbim onları parça parça edip savuracak. |
| Abdullah Parlıyan | (Resûlüm!) Sana dağlar hakkında sorarlar. De ki: Rabbim onları ufalayıp savuracak. |
| Adem Uğur | Sana dağlardan sorarlar. . . De ki: "Rabbim onları ufalayıp savuracak. " |
| Ahmed Hulusi | Sana dağlarla ilgili sualler soruyorlar. 'Rabbim onları temelinden sökerek ufalayıp toz duman halinde savuracak' de. |
| Ahmet Tekin | Sana dağlardan soruyorlar. De ki: 'Rabbim onları ufalayıp savuracak, |
| Ahmet Varol | Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: "Benim Rabbim, onları darmadağın edip savuracak" |
| Ali Bulaç | (Ey Rasûlüm), sana dağların kıyâmetteki halini sorarlar(sa), de ki: “- Rabbim onları ufalayıp savuracak. |
| Ali Fikri Yavuz | (Rasûlüm,) sana Kıyamet Günü dağların ne olacağını sorarlar. Onlara de ki: “Rabbim onları ufalayıp savuracak. |
| Ali Ünal | Sana dağlar hakkında sorarlar. De ki: “Rabbim onları ufalayıp savuracak.” |
| Bayraktar Bayraklı | (105-10) 8 Sana daglari sorarlar; de ki: «Rabbim onlari ufalayap savuracak, yerlerini duz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne cukur, ne tumsek goreceksin. O gun, hicbir tarafa sapmadan bir davetciye uyarlar. Sesler Rahman'in heybetinden kisilmistir; ancak bir fisilti isitirsin.» |
| Bekir Sadak | (105-106-107) (Kıyametin meydana geldiği vakit) dağların (nasıl olacağını) sana soruyorlar. De ki: Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak; yerlerini dümdüz pürüzsüz boş olarak bırakacak; artık onda ne bir eğrilik, ne de bir tümseklik göreceksin. |
| Celal Yıldırım | (105-107) (Ey Muhammed!) Sana dağların durumunu soruyorlar. De ki: “Rabbim onları (kıyamet günü) toz edip savuracak. Yerlerini dümdüz ve çırılçıplak bir alana dönüştürecek. Orada ne bir iniş, ne de bir yokuş görebileceksin. |
| Cemal Külünkoğlu | (Ey Muhammed!) Sana dağların (kıyamet günündeki) hâlini soruyorlar. De ki: “Rabbim onları toz edip savuracak.” |
| Diyanet İşleri | (105-108) Sana dağları sorarlar; de ki: 'Rabbim onları ufalayıp savuracak, yerlerini düz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne çukur, ne tümsek göreceksin. O gün, hiçbir tarafa sapmadan bir davetçiye uyarlar. Sesler Rahman'ın heybetinden kısılmıştır; ancak bir fısıltı işitirsin.' |
| Diyanet İşleri ( Eski ) | (Resûlüm!) Sana dağlar hakkında sorarlar. De ki: Rabbim onları ufalayıp savuracak. |
| Diyanet Vakfı | Senden dağları sorarlar. De ki, 'Rabbim onları ufalayıp savuracak.' |
| Edip Yüksel | (Ey Muhammed!) Sana dağlar(ın kıyametteki durumunu) sorarlar, de ki: «Rabbim onları ufalayıp savuracak.» |
| Elmalılı ( Sade ) | Bir de sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: «Rabbim, onları un ufak edip savuracak! |
| Elmalılı ( Sade - 2 ) | Bir de sana dağlardan soruyorlar, binaenaleyh de ki: rabbım onları un ufra edip savuracak da |
| Elmalılı Hamdi Yazır | Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: "Benim rabbim, onları darmadağın edip savuracak" |
| Gültekin Onan | Sana dağlar hakkında sorarlar. De ki: Rabbim onları ufalayıp savuracak. |
| Harun Yıldırım | Sana dağları (n kıyamet günündeki haalini) sorarlar. De ki: «Rabbim onları ufalayıb savuracak». |
| Hasan Basri Çantay | (Ey Resûlüm!) Sana (kıyâmet gününde) dağlar(ın nasıl olacağın)dan soruyorlar; de ki: 'Rabbim (o gün) onları ufalayıp savuracak!' |
| Hayrat Neşriyat | Ve sana dağlardan sorarlar. De ki: Rabbım, onları ufalayıp savuracak. |
| İbni Kesir | Sana dağlar hakkında soruyorlar. Onlara deki "Rabbim onları kıyamet günü yerle bir edecek." |
| İlyas Yorulmaz | Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: “Benim Rabbim, onları darmadağın edip savuracak.” |
| İnsan Dergisi | Onların o vakit neler söyleyeceklerini elbette en iyi Biz biliriz. Nitekim içlerinden en iyi tahmin yürütenler, o zaman, "Orada sadece bir tek gün kalmışızdır!" diyecekler. |
| Kadri Çelik | Ve sana (Kıyamet Günü'nde) dağları(n ne olacağını) soracaklar. O zaman (onlara) de ki: "Rabbim onları toza toprağa çevirip savuracak, |
| Mahmut Kısa | O gün dağlar ne olur diye soruyorlar sana; de ki: Rabbim onları un ufak eder, kuma döndürür de savurur. |
| Muhammed Esed | Sana, (o gün) dağların ne olacağı hakkında sorarlar. Bu takdirde onlara şöyle de: "Rabbim onları un ufak edip tümünü savuracak; |
| Mustafa İslamoğlu | Ve sana dağlardan sorarlar. Binaenaleyh de ki: «Onları Rabbim darmadağın edip savuracaktır.» |
| Ömer Nasuhi Bilmen | Resulüm! Sana dağlardan (kıyamet günü ne olacağından) sorarlar. De ki: “Rabbim onları kül gibi ufalayıp savuracak!” |
| Ömer Öngüt | Sana dağlardan soruyorlar de ki: -Rabbim onları un ufak edecektir. |
| Şaban Piriş | Ve sana dağlardan soruyorlar, de ki: “Rabbim onları kül gibi savuracak. |
| Sadık Türkmen | Ey Muhammed, sana dağlara ilişkin soru sorarlar. De ki; Rabb'im onları ufalayıp havada savurur. |
| Seyyid Kutub | (105-106) Bir de sana o gün, dağların durumunu sorarlar. De ki: "Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak, yerlerini dümdüz, boş vaziyette bırakacak." |
| Suat Yıldırım | Sana dağlardan soruyorlar. De ki: "Rabbim onları ufalayıp savuracak! |
| Süleyman Ateş | Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: «Benim Rabbim, onları darmadağın edip savuracak.» |
| Süleymaniye Vakfı | Sana dağları soruyorlar. De ki “Rabbim onları kül gibi savuracaktır, |
| Tefhim-ul Kuran | Sana dağları soruyorlar. De ki: Rabbim onları ufalayıp savuracak. |
| Ümit Şimşek | Sana dağlardan soruyorlar. De ki: "Rabbim onları un ufak edecektir." |
| Yaşar Nuri Öztürk | Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki "Rabbim onları ufalayıp savuracak" |
Sureler
Sayfa 312
Mushaf
Mushaf
Tâ-Hâ Suresi
İlgili Sure
İlgili Sure
Tâ-Hâ Suresi 104. Ayet
Önceki
Önceki
Tâ-Hâ Suresi 106. Ayet
Sonraki
Sonraki