Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 563
13. Sözünüzü ister gizleyin, ister onu açığa vurun. Şüphesiz O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
14. O, yarattığını bilmez mi? O, Latif'tir; Habîr'dir.
15. Sizin için, yeryüzüne boyun eğdiren O'dur. Şu halde onun omuzlarında yürüyün ve O'nun rızkından yiyin. Sonunda gidiş O'nadır.
16. Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? Bir bakmışsınız ki, o (yeryüzü) sallanıp çalkalanmaktadır.
17. Yoksa gökte olanın üzerinize 'taş yağdıran (fırtınalı) bir rüzgâr' göndermeyeceğinden emin misiniz? Siz o takdirde benim uyarmam nasılmış bilip öğreneceksiniz.
18. Andolsun, kendilerinden öncekiler de yalanladı. Fakat beni inkâr (etmelerine karşılık verdiğim azab) nasılmış?
19. Onlar, üstlerinde dizi dizi kanat açıp kapayarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman (olan Allah)'tan başkası (boşlukta) tutmuyor. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla görendir.
20. Rahmana karşı size yardım edecek olan kimmiş? Şu sizin ordunuz mu? Kâfirler yalnızca bir gurur (kesin bir aldanış) içindedirler.
21. Eğer O, rızkını tutup kesecek olsa, sizin rızkınızı verecek olan kimmiş? Hayır; onlar, bir azgınlık ve nefret içinde inatla direnmektedirler.
22. Şu halde yüzükoyun sürünerek yürüyen mi daha çok hidayete erer, yoksa dosdoğru yol üzerinde dümdüz yürümekte olan mı?
23. De ki: «Sizi inşa edip yaratan, size kulak, gözler ve gönüller veren O'dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz?»
24. De ki: «Sizi yeryüzünde üretip türeten O'dur. Siz O'na toplanıp götürüleceksiniz.»
25. Derler ki: «Eğer siz doğru sözlüler iseniz, şu tehdit (ettiğiniz azab) ne zamanmış?»
26. De ki: «(Bununla ilgili) Bilgi ancak Allah'ın katındadır. Ben ancak apaçık olan bir uyarıcı-korkutucuyum.»