Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 503
6. İnsanlar (bir araya getirilip) haşrolunduğu zaman, (Allah'tan başka taptıkları) onlara düşman kesilirler ve onların (kendilerine) ibadet etmelerini de tanımazlar.
7. Onlara açık belgeler olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, o küfredenler kendilerine gelmiş olan hak için dediler ki: «Bu, apaçık bir büyüdür.»
8. Yoksa: «Kendisi onu uydurdu» mu diyorlar? De ki: «Eğer onu ben uydurdumsa, bu durumda siz, Allah'tan bana (gelecek) olan hiçbir şeye (karşı) malik olamazsınız. Sizin kendisi (Kur'an) hakkında, ne taşkınlıklar yapmakta olduğunuzu O daha iyi bilendir. Benimle sizin aranızda şahid olarak O yeter. O, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.»
9. De ki: «Ben peygamberlerden bir türedi değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum. Ben, yalnızca bana vahyedilmekte olana uymaktayım ve ben, apaçık bir uyarıcı korkutucudan başkası değilim.»
10. De ki: «Gördünüz mü haber verin; eğer (bu Kur'an,) Allah katından ise, siz de ona (karşı) küfretmişseniz ve İsrailoğullarından bir şahid de bunun bir benzerine şahidlik edip iman etmişse ve siz de büyüklük taslamışsanız (bunun sonucu ne olacak)? Şüphesiz Allah, zalim olan bir kavmi hidayete erdirmez.»
11. Küfretmekte olanlar, iman etmekte olanlar için dedi ki: «Eğer O (Kur'an veya iman) hayırlı bir şey olsaydı, ona bizden önce koşup yetişemezlerdi.» Oysa onlar, onunla hidayete ermediklerinden: «Bu, eski bir yalandır» diyecekler.
12. Bundan önce de, bir rehber (imam) ve bir rahmet olarak Musa'nın kitabı var. Bu da, zulmedenleri uyarıp korkutmak ve ihsanda bulunanlara bir müjde olmak üzere, (kendinden önceki kitapları) doğrulayıcı ve Arapça bir dil ile olan bir kitaptır.
13. Şüphesiz: «Bizim Rabbimiz Allah'tır» deyip sonra dosdoğru bir istikamet tutturanlar (yok mu); artık onlar için korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır.
14. İşte onlar, cennet halkıdır; yapmakta olduklarına karşılık olmak üzere, içinde ebedi olarak kalıcıdırlar.