Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 483
1. Hâ, Mîm.
2. Ayn, Sîn, Kâf.
3. O, Aziz ve Hakim olan Allah, sana ve senden öncekilere böyle vahyetmektedir.
4. Göklerde ve yerde olanlar O'nundur. O, yücedir, büyüktür.
5. Gökler, neredeyse üstlerinden çatlayıp parçalanacaklar; melekler de Rablerini hamd ile tesbih ederler ve yerde olanlara mağfiret dilerler. Haberiniz olsun; gerçekten Allah, bağışlayan ve esirgeyen O'dur.
6. Allah'ın dışında birtakım veliler edinenler ise, Allah, onların üzerinde gözetleyicidir. Sen onların üzerinde bir vekil değilsin.
7. İşte biz sana, böyle Arapça bir Kur'an vahyettik; şehirlerin anası (olan Mekke halkı)nı ve çevresinde olanları uyarıp korkutman için ve kendisinden şüphe olmayan toplanma gününü (haber verip onları) uyarıp korkutman için de. (O gün onların) Bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgınca yanan ateşin içerisindedirler.
8. Eğer Allah dileseydi, onları herhalde tek bir ümmet kılmış olurdu. Ancak O, dilediğini kendi rahmetine sokar. Zalimlere gelince; onlar için ne bir veli vardır, ne de bir yardımcı.
9. Yoksa O'nun dışında birtakım veliler mi edindiler? İşte Allah; veli olan O'dur, ölü olanları da dirilten O'dur. O, her şeye güç yetirendir.
10. Hakkında ihtilâfa düştüğünüz herhangi bir şey; artık O'nun hükmü Allah'ındır. İşte benim Rabbim olan Allah. Ben O'na tevekkül ettim ve yalnızca O'na dönüp yönelirim.