Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 413
20. Görmüyor musunuz ki, şüphesiz Allah, göklerde ve yerde olanları emrinize amade kılmış, açık ve gizli sizin üzerinizdeki nimetlerini genişletip tamamlamıştır. (Buna rağmen) İnsanlardan öyleleri vardır ki, hiç bir ilme dayanmadan, bir yol gösterici ve aydınlatıcı bir kitap da olmadan Allah hakkında mücadele edip durmaktadır.
21. Onlara; «Allah'ın indirdiklerine uyun» denildiğinde, derler ki; «Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız.» Şayet şeytan, onları çılgınca yanan ateşin azabına çağırmışsa da mı (buna uyacaklar)?
22. Kim ihsanda bulunan (biri) olarak yüzünü (kendini) Allah'a teslim ederse, artık gerçekten o kopmayan bir kulpa yapışmıştır. Bütün işlerin sonu Allah'a varır.
23. Kim de küfre saparsa, artık onun küfrü seni hüzne kaptırmasın. Onların dönüşü bizedir, artık biz de onlara yapmakta olduklarını haber vereceğiz. Şüphesiz Allah, sinelerin özünde saklı olanı bilendir.
24. Biz onları az (bir şey ve zaman) olarak metalandırıp yararlandırırız, sonra da onları ağır bir azaba katlandırırız.
25. Andolsun onlara; «Gökleri ve yeri kim yarattı?» diye soracak olsan, hiç tartışmasız; «Allah» diyecekler. De ki; «Hamd Allah'ındır.» Hayır, onların çoğu bilmezler.
26. Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. Hiç şüphesiz Allah, Gani (hiç kimseye ve hiç bir şeye muhtaç olmayan)dır, Hamîd (hamd da yalnızca O'na ait)tir.
27. Eğer yeryüzündeki ağaçların tümü kalem ve deniz de -onun ardından yedi deniz daha eklenerek- (mürekkep) olsa, yine de Allah'ın kelimeleri (yazmakla) tükenmez. Hiç şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
28. Sizin yaratılmanız da, diriltilmeniz de yalnızca tek bir kişi(yi yaratıp sonra diriltmek) gibidir. Şüphesiz Allah, işitendir, görendir.