Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 405
6. (Bu,) Allah'ın vâdidir; Allah vâdinden geri dönmez. Ancak insanların çoğu bilmezler.
7. Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır.
8. Kendi nefisleri konusunda düşünmüyorlar mı? Allah, gökleri, yeri ve bu ikisi arasında olanları ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre (ecel) olarak yaratmıştır. Gerçekten, insanlardan çoğu Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler.
9. Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı? Böylece kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler. Onlar, güç bakımından kendilerinden daha üstün idiler, toprağı alt üst etmişler (ekmişler, madenler, sular arayıp çıkarmışlar) ve onu, kendilerinin imar ettiğinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri de, onlara açık delillerle gelmişti. Demek ki Allah onlara zulmetmiyordu, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.
10. Sonra kötülük yapanların uğradıkları son, Allah'ın ayetlerini yalan saymaları ve onları alay konusu edinmeleri dolayısıyla çok kötü oldu.
11. Allah, yaratmayı başlatır, sonra onu iade eder, sonra da siz O'na döndürülürsünüz.
12. Kıyamet saatinin kopacağı gün, suçlu günahkârlar umutsuzca yıkılırlar.
13. (Allah'a eş koştukları) Ortaklarından kendilerine şefaatçi olan yoktur; onlar, ortaklarını da inkâr etmektedirler.
14. Kıyamet saatinin kopacağı gün, (mü'minlerle kâfirler birbirlerinden) ayrılırlar.
15. Böylece iman edip salih amellerde bulunanlar; artık onlar 'bir cennet bahçesinde' 'sevinç içinde ağırlanırlar.'