Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 427
63. İnsanlar sana O sâ'atten soruyorlar. De ki: "Onun bilgisi Allâh'ın yanındadır." Ne bilirsin belki o sâ'at yakın olur?
64. Allâh kâfirlere la'net etmiş ve onlar için çılgın bir ateş hazırlamıştır.
65. Orada ebedi olarak kalacaklar; (kendilerini koruyacak) bir dost ve yardımcı bulamayacaklardır.
66. Yüzleri ateşin içinde çevrildiği gün: "Eyvah bize! Keşke Allah'a itâ'at etseydik, Elçiye itâ'at etseydik!" derler.
67. Ve dediler ki: "Rabbimiz, biz beylerimize ve büyüklerimize uyduk da bizi yoldan saptırdılar."
68. "Rabbimiz, onlara iki kat azâb ver ve onlara büyük bir la'net eyle!"
69. Ey inananlar, şu kimseler gibi olmayın ki, Mûsâ'ya eziyet ettiler de Allâh onu onların dediklerinden berâat ettirdi; o, Allâh yanında vecih (gözde, itibârlı bir kul) idi.
70. Ey inananlar, Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin.
71. Ki (Allâh) işlerinizi düzeltsin ve günâhlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve Resulüne itâ'at ederse, büyük bir başarıya ermiş olur.
72. Biz emâneti, göklere, yere ve dağlara sunduk; onu yüklenmekten kaçındılar, on(un sorumluluğun)dan korktular; onu insan yüklendi; (fakat onun ağır sorumluluğunu tam kavrayamadı) doğrusu o, çok zâlim, çok câhildir.
73. (Allâh bu emâneti insana vermiştir) Ki iki yüzlü erkeklere ve iki yüzlü kadınlara, ortak koşan erkeklere ve ortak koşan kadınlara azâb etsin; inanan erkekleri ve inanan kadınları da bağışlasın. Allâh çok bağışlayan, çok esirgeyendir.