Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 388
22. Medyen'e doğru yönelince: "Umarım ki Rabbim beni doğru yola iletir" dedi.
23. Medyen suyuna varınca onun başında birçok insanların, (hayvanlarını) suladıklarını gördü. Onların gerisinde de, (diğerlerinin hayvanlarına karışmasın diye hayvanlarını) sudan meneden iki kız buldu. (Mûsâ, onlara): "İşiniz nedir, (niçin hayvanları suya bırakmıyorsunuz)?" dedi. Dediler ki: "Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız. Babamız da büyük bir ihtiyardır (O gelemez)."
24. Hemen (Mûsâ) onlarınkini de suladı, sonra gölgeye çekildi: "Rabbim, dedi, doğrusu bana indireceğin bir hayra muhtacım, (azıcık azık indir de şu karnımı doyur)."
25. Derken o iki kızdan biri utana utana yürüyerek ona geldi: "Babam seni çağırıyor, bizim için (hayvanları) sulamanın ücretini verecek," dedi. (Mûsâ), o (kızların babaları)na gelip (başından geçen) hikâyeyi anlatınca o: "Korkma, o zâlim kavimden kurtuldun" dedi.
26. O (kız)lardan biri: "Babacağım, dedi, bunu (çoban) tut işte, çünkü ücretle tuttuklarının en hayırlısı, güçlü, güvenilirdir."
27. O zât, (Mûsâ'ya) dedi ki: "(Bak), bana sekiz yıl hizmet etmen şartıyle şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Eğer (bu süreyi) on (yıl)a tamamlarsan artık o, senin tarafından (bir iyilik)dir. Ben sana zahmet vermek istemem. İnşallah beni iyilerden bulacaksın."
28. (Mûsâ) dedi: "Bu, seninle benim aramızda (bir sözleşme)dir. Demek hangi süreyi yerine getirsem, bana düşmanlık yok. Allâh dediğimize vekildir."