Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 329
82. Kendisi için denize dalan ve bundan başka işler yapan bazı şeytânları da emrine vermiştik. Biz onları onun emrinde tutuyorduk.
83. Eyyûb'u da an. O, Rabbine: "Bu dert bana dokundu, sen merhametlilerin en merhametlisisin!" diye du'â etmişti.
84. Biz de onun du'âsını kabul etmiş, kendisine bulaşan derdi kaldırmıştık; ona tarafımızdan bir rahmet ve ibâdet edenler için bir öğüt olarak âilesini ve onlarla beraber bir katını daha vermiştik.
85. İsmâ'il'i, İdris'i, Zu'l-Kifl'i de an; hepsi de sabredenlerdendi.
86. Onları rahmetimize soktuk, çünkü onlar Sâlihlerdendi.
87. Zünnûn'u (balık karnına girmiş olan Yûnus ibn Matta'yı) da an; zira (o, kavmine) kızarak gitmişti, bizim kendisine güç yetiremeyeceğimizi, (kavminin arasından çıkmakla kendisini kurtaracağını) sanmıştı. Nihâyet karanlıklar içinde (kalıp): "Senden başka tanrı yoktur. Senin şânın yücedir, ben zâlimlerden oldum!" diye yalvardı.
88. Biz de onun du'âsını kabul ettik ve onu tasadan kurtardık. İşte biz, inananları böyle kurtarırız.
89. Zekeriyyâ'yı da (an). Rabbine: "Rabbim, beni tek bırakma! Sen, vârislerin en iyisisin (her şeyim sana kalacaktır)" diye du'â etmişti.
90. Onun du'âsını da kabul buyurduk ve ona Yahyâ'yı armağan ettik. Eşini de kendisi için ıslah ettik (çocuk doğurmağa elverişli bir hale getirdik). Gerçekten onlar hayır işlere koşarlar, umarak ve korkarak bize du'â ederlerdi ve bize derin saygı gösterirlerdi.