Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 299
46. Mal ve oğullar dünyâ hayâtının süsüdür. Kalıcı olan güzel işler ise Rabbinin katında sevâpça da daha hayırlıdır, umutça da daha hayırlıdır.
47. (Yalnız kalıcı eylemlerin yarar sağlayacağı) O gün dağları yürütürüz; yeri alaçık (çırılçıplak) görürsün (dağlar savrulup dümdüz olmuş, engebeler kalkmıştır) onları (hep bir yere) toplamışız, hiçbirini bırakmamışızdır.
48. Ve hepsi sıra sıra senin Rabbine sunulmuşlardır: "Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (çırılçıplak, yalnız, malsız, mülksüz) bize geldiniz! Oysa siz, size (yaptıklarınızdan hesap sorulacak) bir zaman tayin etmeyeceğimizi sanmıştınız!"
49. Kitap (ortaya) konulmuştur. Suçluların onun içindekilerden korkarak: "Vah bize, bu Kitaba da ne oluyor, ne küçük ne de büyük hiçbir şey bırakmıyor, her (yaptığımız) şeyi sayıp döküyor!" dediklerini görürsün. Yaptıklarını hazır bulmuşlardır. Rabbin kimseye zulmetmez.
50. Meleklere: "Âdem'e secde edin!" demiştik; secde ettiler, yalnız İblis etmedi. O cinlerdendi, Rabbinin buyruğu dışına çıktı. Şimdi siz, benden ayrı olarak onu ve onun neslini dostlar mı ediniyorsunuz? Oysa onlar, sizin düşmanınızdır. Zâlimler için ne kötü bir değiştirmedir (bu. Dost olan Allâh'ı bırakıp düşman olan şeytânı ve zürriyetini dost tutmak)!
51. Ben onları ne göklerin, yerin, yaratılmasında ve ne de kendilerinin yaratılmasında hazır bulundurdum; yoldan şaşırtanları (kendime) yardımcı tutmuş da değilim.
52. O gün (Allâh, kâfirlere) der ki: "Benim ortaklarım zannettiğiniz şeyleri çağırın (da sizi azâbımdan kurtarsınlar)! İşte çağırdılar ama (çağırdıkları), kendilerine cevap vermediler. Ve biz onların aralarına tehlikeli bir uçurum koyduk.
53. Suçlular ateşi gördüler, artık içine düşeceklerini iyice anladılar, fakat ondan kaçacak bir yer bulamadılar.