Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 97
114. Bir sadaka vermeyi,yahut iyilik yapmayı, yahut da insanların arasını düzeltmeyi emredenleri hariç, onların aralarındaki gizli konuşmaların çoğunda hiçbir hayır yoktur. Kim bunları sırf Allah’ın rızasını kazanmak için yaparsa, Biz ona büyük bir ödül vereceğiz.
115. Kim kendisine hidayet (doğru yol), besbelli olduktan sonra peygambere karşı çıkar, müminlerin yolundan başkasına uyarsa, onu yöneldiği yolda bırakırız ve cehenneme atarız. Orası ne kötü bir varış yeridir.
116. Şüphesiz Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları, dilediği kimseler için (hak ettikleri ölçüde) bağışlar. Allah’a ortak koşan; kuşkusuz, derin bir sapıklığa düşmüştür.
117. Onlar Allah’ı bırakıp ancak put(dikili taş)lara tapıyorlar. Halbuki (aslında) azgın bir şeytana tapmaktadırlar.
118. Allah o şeytana lânet etti ve o da; “Andolsun ki, senin kullarından elbette belirli bir pay alacağım” dedi.
119. “onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim de (putlara adak için) hayvanların kulaklarını yaracaklar. Yine onlara emredeceğim de (zihinlerine vesvese, çeşitli fikirler fısıldayacağım da) Allah’ın yarattığını/yaratışını değiştirecekler.” Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost/veli edinirse, şüphesiz o apaçık bir hüsrana düşmüştür.
120. Şeytan onlara (birçok) vaatte bulunur ve onları kuruntulara sürükler. Oysa şeytan, ancak aldatmak için onlara vaatte bulunuyor.
121. Işte onların barınağı cehennemdir. Ondan bir kaçış yolu bulamazlar.