Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 452
154. Size ne oluyor? Nasıl hüküm veriyorsunuz öyle?
155. Artık hiç düşünüp öğüt almıyor musunuz?
156. Yoksa apaçık bir deliliniz/belgeniz mi var?
157. Doğru sözlüler iseniz, kitabınızı getirin öyleyse.
158. Allah ile melekler arasında bir soy bağı uydurdular! Ant olsun ki, melekler de Allah’ın huzuruna çıkartılacaklarını bilirler.
159. Allah onların nitelendirmelerinden münezzehtir!
160. Allah’ın temiz olan kulları böyle (iftiracılar gibi) değildir.
161. Artık siz de kulluk ettiğiniz/taptığınız şeyler de;
162. O’na karşı, insanları fitneye düşüremezsiniz,
163. Ancak cehenneme kendi ayakları ile koşanları (düşürürsünüz!)
164. (melekler der ki): ”Bizim içimizde herkesin belli bir makamı vardır.
165. Şüphesiz biz, saf saf dizilenleriz.
166. Elbette biz, tesbih edenleriz.”
167. Gerçi onlar şöyle diyorlardı:
168. “eğer evvelkilere verilenden bir uyarı yanımızda olsaydı,
169. Elbette biz de, Allah’ın temiz olan kullarından olurduk.”
170. Fakat, onu inkâr ettiler. Yakında bilecekler!
171. Ant olsun ki, gönderilen elçi kullarımız hakkında şu sözümüz geçmişti:
172. “şüphesiz onlar, yardım görenlerin ta kendileri olacaklardır.
173. Ve bizim ordularımız, galip gelenlerin ta kendileri olacaktır.”
174. Bu sebeple, onlardan bir süre uzak dur;
175. Onları gözetle! Yakında görecekler!
176. Bizim azabımızı acele mi istiyorlar?
177. Fakat o yurtlarına indiğinde, uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur!
178. Ve onlardan bir süre uzak dur,
179. Onları gözetle! Artık onlar da yakında görecekler!
180. Üstünlük sahibi Rabbinin şanı, onların isnat ettikleri sıfatlardan yücedir, münezzehtir!
181. Gönderilen elçilerin üzerine selâm olsun!
182. Hamd'a lâyık olan/yaptığı herşeyi yerli yerince güzel yapan, Alemlerin Rabbi Allah’tır!