Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 43
257. Allah iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Gerçekleri bildikleri halde gizleyenlerin velileri (yöneticileri) ise, tağuttur (din adamlarıdır). (O da) onları aydınlıktan karanlıklara (sürükleyip) çıkarır. Onlar cehennemliklerdir. Orada sonsuz kalıcıdırlar.
258. Allah kendisine hükümdarlık verdi diye, (şımarıp böbürlenerek), Rabbi hakkında İbrahim ile tartışanı görmedin mi? Hani İbrahim; “Benim Rabbim diriltir, öldürür” demiş, o da; “Ben de diriltir, öldürürüm” demişti. (Bunun üzerine) İbrahim; “Şüphesiz Allah güneşi doğudan getirir, sen de onu batıdan getir” deyince, kâfir şaşırıp kalır. Zaten Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.
259. Yahut altı üstüne gelmiş, (ıpıssız duran) bir şehre uğrayan kimseyi görmedin mi? O; “Allah burayı ölümünden sonra nasıl diriltecek?” demişti. Bunun üzerine Allah onu öldürüp yüzyıl ölü bıraktı, sonra diriltti ve ona sordu: “Ne kadar (ölü) kaldın?” O; “Bir gün veya bir günden daha az kaldım” diye cevap verdi. Allah şöyle dedi: “Hayır, yüz sene kaldın. Böyle iken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış. Bir de eşeğine bak! (Böyle yapmamız) seni insanlara ibret belgesi kılmamız içindir. (Eşeğin) kemikler(in)e de bak, nasıl onları bir araya getiriyor, sonra onlara nasıl et giydiriyoruz?” Kendisine bütün bunlar apaçık belli olunca, şöyle dedi: “Şimdi biliyorum ki; şüphesiz Allah’ın gücü herşeye hakkıyla yeter.”