Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 416
12. O zaman bir görsen suçluları! Rablerinin huzurunda başlarını öne eğmişler: “Rabbimiz! Gördük ve duyduk, öyleyse bizi geri döndür de yararlı bir iş yapalım. Biz gerçekten, kesin inandık.”
13. Ve eğer, Biz dileseydik/özgür irade vermeseydik, herkesi zorunlu olarak doğru yola getirirdik. Ancak hak edenler için, Benim şu sözüm geçmiştir: “Elbette cinler ve insanlardan (suç işleyenlerle) cehennemi doldururum.”
14. Öyleyse, tadın! Bugününüzle karşılaşmayı unuttuğunuzdan dolayı... Şüphesiz, Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınıza karşılık, tadın sonsuz azabı!
15. Bizim ayetlerimize ancak, o kimseler inanırlar ki; onlara hatırlatıldığı zaman secdeye kapanırlar. Rablerini övgü ile tesbih ederler ve büyüklük taslamazlar!
16. Yanları yataklarından uzaklaşır. Rablerine korkarak ve umarak yalvarırlar. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan bağışlarlar.
17. Şimdi hiç kimse amellerine karşılık, onlar için gizlenmiş olan gözler sevincini bilemez!
18. Inanan kimse yoldan çıkmış kimse gibi midir? (Hiç te) eşit değildirler!
19. Gerçeklere inanan ve faydalı bir işi en iyi şekilde yapanlara gelince; onlara yapmış olduklarına karşılık, me’va/barınma/konaklama cennetleri vardır.
20. Fakat yoldan çıkanlara gelince, onların sığınağı/barınağı/varacağı yer ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde oraya geri çevrilirler ve onlara: “Haydi, yalanlayıp durduğunuz o ateş azabını tadın” denilir.