Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 4
17. Onlarin durumu, (geceleyin) ateş yakan kimsenin durumuna benzer. (Ateş) tam çevresini aydınlatınca; Allah da onların nurlarını/ışıklarını giderir ve onları karanlıklar içinde bırakır. Çünkü onlar gerçekleri görmek istemediler.
18. Sağırdırlar (gerçekleri işitmek istemiyorlar), dilsizdirler (doğruları söylemek istemiyorlar), (üstüne üstlük gerçeklere karşı da) kördürler. Artık onlar (doğru yola) dönmüyorlar.
19. Yahut (onların durumu), gökten boşalan yağmur gibidir; o içinde karanlıklar, gök gürültüsü ve şimşek (bulunan!) Onlar parmaklarını kulaklarına tıkarlar, yıldırım seslerinden/çarpmasından ölmek korkusuyla!.. Oysa Allah kâfirleri çepeçevre kuşatmıştır.
20. Şimşek neredeyse onların gözlerini alıverecek. Her ne zaman kendilerini/önlerini aydınlatsa, onunla/ışığında yürürler ve üzerlerine karanlık çökünce (öylece) dikilip kalırlar. Allah dileseydi elbette onların işitme ve görme duyularını giderirdi. Şüphesiz Allah herşeye gücü yetendir.
21. Ey insanlar! Yalnız Rabbinize kul olun. O ki sizi yaratandır ve sizden öncekileri de!.. Olur ki, sizler korunursunuz.
22. O ki, yeri sizin için döşek yaptı. Ve semayı/göğü de bina!.. Ve gökten/semadan su indirdi de; onunla sizin için tüm ürünlerden bir rızık çıkartmıştır. Öyleyse sizler de bile bile, Allah’a benzer varlıklar iddia etmeyin/ortaklar koşmayın!
23. Eğer kulumuza/Muhammed’e indirmiş olduğumuzdan ve içindekilerden de şüphe ediyorsanız, hemen onun benzeri bir Sure getirin. Allah’tan başka şahitlerinizi/uzmanlarınızı da çağırın. Eğer doğru söyleyenler iseniz!
24. Eğer (bunu) yapamazsanız ki hiçbir zaman yapamayacaksınızartık öyle bir ateşten sakının ki, onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Kâfirler/inkârcılar için hazırlanmıştır.