Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 314
38. Hani vahyedileni annene vahyetmiştik:
39. ‘onu sandığa koy, akıntıya/suya bırak ki, su onu sahile atsın. Bana ve ona düşman olan onu alsın.’ Üzerine Benden bir sevgi koydum, gözetimimde yetiştirilmen için.
40. Hani, kızkardeşin geziniyordu!.. ‘Ona bakacak birisini size göstereyim mi?’ diyordu. Böylece gözü aydın olsun ve üzülmesin diye seni annene geri verdik. Sen, birini kazara katletmiştin de seni gamdan kurtarmıştık. Açığa çıkaracak olaylarla (yaptıklarınla) seni açığa çıkarmıştık. Medyen halkı içinde de yıllarca kaldın. Sonra belirlenmiş bir vakitte buraya geldin Ey Musa!
41. Seni kendim için seçtim.”
42. “sen ve kardeşin ayetlerimle gidin ve Beni anmakta/dile getirmekte gevşeklik etmeyin/çekinmeyin!
43. Ikiniz firavun’a gidin. Çünkü o, iyice azmıştır.
44. Ona yumuşak (kalbine tesir edecek) uygun söz söyleyin! Belki o düşünüp öğüt alır veya korkup sakınır.”
45. Dediler ki: “Rabbimiz! Onun bize saldırmasından, yahut azgınlık yapmasından korkuyoruz.”
46. (Allah) buyurdu ki: “Korkmayın! Çünkü Ben ikinizle beraberim, işitirim ve görürüm.”
47. Haydi ona gidin ve deyin ki: “Gerçekten biz Rabbinin iki elçisiyiz. İsrailoğulları’nı bizimle birlikte gönder, onlara azap etme. Sana Rabbinden bir ayet/mesaj getirdik; ’Doğru yola tâbi olan kimseye selâm olsun!’
48. Gerçekten bize vahyolundu ki; yalanlayan ve yüz çeviren kimseye azap edilecektir.”
49. (Firavun) dedi ki: “O halde sizin Rabbiniz kim ey Musa?”
50. Dedi ki: “Rabbimiz herşeye (bütün canlılara), yaratılışını (uygun suretini) verendir. Sonra (gönderdiği rehber ile) doğru yolu gösterendir.”
51. (Firavun) dedi ki: “Öyleyse önceki nesillerin durumu nedir?”