Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 296
21. Işte bu YOLLA/böylece onları buldurduk ki, Allah’ın vadinin gerçek olduğunu ve kendisinde hiç şüphe olmayan kıyamet saatinin geleceğini bilsinler. Hani onlar, işlerini kendi aralarında birbirleriyle tartışıyorlardı: Bir kısmı; “Onların üzerine bir bina yapın, Rableri onların durumunu daha iyi bilir” diyorlardı. Onlar hakkında yapılan tartışmada galip gelenler: “Biz mutlaka onların üzerine bir mescit yapacağız” dediler.
22. “onlar üçtür, dördüncüleri köpekleridir” derlerse; “Beştirler, altıncıları da köpekleridir” derlerse; “Gayb/bilinmeyen hakkında” tahmin yürütürlerse; “Yedidirler, sekizincileri de köpekleridir” derlese; de ki: “Onların sayısını Rabbim daha iyi bilir. Onların kayda değer bir bilgiye sahip olanları çok azdır. Artık onlar hakkında, açıkça bilinenler dışında hiç kimse ile tartışmaya girme! Ve onlar hakkında, bilgi almak için de hiç kimseye bir soru sorma!”
23. Ve hiçbir ŞEY için asla: “Ben bunu yarın mutlaka yapacağım” deme!
24. “ancak Allah izin verirse!” (de). Unuttuğun zaman da Rabbini an ve de ki: “Umarım Rabbim, beni bundan daha yakın bilgiye yaklaşmam için, doğruya yöneltip iletir.”
25. Ve (bazilari); onların mağaralarında üç yüz yıl kaldı(ğını ileri sürüyor) ve kimileri de (bu sayıya) dokuz yıl daha ilâve ediyorlar.
26. (bu onların iddialarıdır). De ki: “Onların ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yeryüzünün gaybı/görülemeyeni O’nundur. O, ne güzel görendir. Ve O, ne güzel işitendir Onların O’ndan başka bir velisi/yardımcısı yoktur. Kendi hükmüne/kararına hiç kimseyi ortak etmez.”
27. Öyleyse rabbinin kitabından sana vahyolunanı oku! O’nun sözlerini değiştirecek yoktur. Ve asla O’nun dışında bir sığınak da bulamazsın!