Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 290
76. Onlar seni oradan/yurdundan çıkarmak için, seni tedirgin etmeye çalışıyorlar; bu durumda senin ardından, onların kendileri de pek fazla kalmayacaklar!
77. (bu) senden önce gönderdiğimiz elçilerimiz hakkındaki yasadır. Bizim yasamızda bir değişiklik bulamazsın.
78. Namazi gereği gibi kıl (huşû ile/ne dediğini bilerek!) Güneş’in batıya meylettiği saatlerde (öğle ve ikindiyi), havanın kararmasıyla birlikte (akşam ve yatsıyı) ve fecrin ilk ışıklarının toplaştığı saatlerde de (sabah namazını kıl!) Şüphesiz ki, fecir ışıklarının toplaşması; işte o (sabah namazı vaktidir ve insanlar tarafından), çıplak gözle açıkça görülmektedir.
79. Ve (Ey Muhammed/ey insan!) Gecenin bir kısmında (namaz kılmak, Kur’an okumak için), sana özgü bir nafile/fazladan ibadet etmek üzere kalk! Umulur ki; Rabbin seni övülmüş bir makama ulaştırır!..
80. De ki: “Rabbim! Beni doğruluk girişiyle girdir ve doğruluk çıkışıyla çıkar. Bana katından yardımcı bir güç ver.”
81. De ki: “Gerçek/hak geldi, batıl/yalan olan yok olup gitti. Şüphesiz, yalan/batıl olan yok olup gitmeye mahkûmdur.”
82. Biz kur’an’damüminler için; (yüreklerindeki problemlere, sıkıntılara) şifa ve rahmet olan şeyler indiriyoruz. Zalimlerin ise ancak hüsranını/kaçışını artırıyor!
83. Insana bir nimet verdiğimizde yüz çevirir ve yan çizer! Ona bir şer dokunduğunda ise ümitsizliğe düşer!
84. De ki: “Herkes kendi yaratılışı/kabiliyeti üzere iş yapar! Rabbiniz yol olarak en doğru yolda olan kimseyi daha iyi bilir.”
85. Bir de sana (Ey Muhammed) ruh hakkında soruyorlar. De ki: “Ruh, Rabbimin emrindendir. Ve size ilimden yalnızca az bir şey verilmiştir.”
86. Eğer dilersek; elbette ki, sana vahyettiğimizi (hafızandan) gideririz sonra onun geri gelmesi için, Bize karşı kendine bir vekil de bulamazsın.