Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 253
29. Inanan ve faydalı bir işi en iyi şekilde (dürüstçe) yapanlar için, mutluluk ve güzel bir dönüş yeri vardır.
30. (Ey Muhammed!) Böylece seni, kendilerinden önce nice ümmetlerin geçmiş olduğu bir ümmete gönderdik ki, onlar Rahman’ı inkâr ederken, sana vahyettiğimizi kendilerine okuyasın. De ki: “O, benim Rabbimdir. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Ben yalnız O’na tevekkül ettim/yöneldim, dönüşüm de yalnız O’nun huzurunadır.”
31. Kendisiyle dağların yürütüleceği veya yeryüzünün parçalanacağı ya da ölülerin konuşturulacağı, bir Kur’an olacak olsaydı (o yine bu kitap olurdu). Fakat bütün emir/yönetim yalnız Allah’ındır. İman edenler anlamadılar mı ki, Allah dileseydi/isteseydi (insanları özgür bırakmayıp) bütün insanları doğru yola eriştirirdi. Allah’ın, özgür insanlar için koyduğu kanun uygulanacak; inkâr edenlere yaptıkları işler sebebiyle devamlı olarak, ya büyük bir felaket gelecek veya o felâket yurtlarının yakınına inecektir. Şüphesiz Allah verdiği sözden dönmez.
32. Andolsun, senden önce de nice peygamberler alaya alındı da Ben inkâr edenlere bir süre (mühlet) verdim, sonra da onları yakalayıverdim. Benim yakalamam/cezalandırmam nasılmış!
33. Herkesin kazandığını görüp gözeten Allah, inkâr edilir mi? Halbuki onlar, Allah’a ortaklar koştular/aracılar edindiler. De ki: “Onların isimlerini açıklayın. Yoksa siz (bununla) O’na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber vermiş olacaksınız, yoksa boş söz mü etmiş olacaksınız?” Hayır inkâr edenlere hileleri güzel göründü ve onlar doğru yoldan saptılar. Allah kimi (yanlış hayat tarzını seçenleri) sapıklığında bırakırsa, artık onu doğru yola iletecek yoktur.
34. Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha ağırdır ve onları Allah’ın azabından koruyacak kimse de yoktur.