Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 239
31. Kadın onların dedikodularını işitince onlara adam gönderdi ve onlar için dayanacak yastıklar hazırladı. Onlardan her birine bir bıçak verdi. “Onların karşısına çık!” dedi. Kadınlar onu görünce, onu gözlerinde büyüttüler ve kendi ellerini kestiler. Dediler ki: “Allah için hâşâ! Bu, bir insan değildir! Bu ancak, güzel bir melektir!”
32. Dedi ki: “İşte, hakkında beni kınamış olduğunuz kişi budur! Ant olsun, ona kur yaptım. Ancak o, iffetinden dolayı kendini korudu. Eğer kendisine emrettiğim şeyi yapmazsa hapsedilecek ve mutlaka, küçük düşürülenlerden olacak.”
33. “rabbim!” dedi. “Hapishane bana göre, bunların beni davet ettiği şeyden daha sevimlidir! Eğer, onların tuzağını benden savmazsan, onların tuzaklarına kapılır ve ben de cahillerden olurum.”
34. Rabbi, onun duasını kabul etti. Onların tuzaklarını ondan savdı. Şüphesiz O, işitendir, bilendir.
35. Sonra delilleri gördükleri halde, onu bir süreye kadar hapsetmeleri, kendilerine uygun geldi.
36. Onunla birlikte hapishaneye iki genç daha girmişti. Onlardan birisi dedi ki: “Ben, rüyamda, kendimi şarap sıkarken gördüm.” Diğeri de dedi ki; “Ben de kendimi başımın üzerinde ekmek taşıyorken gördüm, kuşlar da ondan yiyordu.” “Bize onun yorumunu haber ver. Çünkü biz seni, iyi davrananlardan görüyoruz.”
37. Dedi ki: “Size rızık olarak verilen bir yemek henüz size gelmeden önce, onun yorumunun ne olduğunu size haber vermiş olurum. Bu, Rabbimin bana öğrettiği şeylerdendir. Ben, Allah’a inanmayan halkın dinini terkettim. Onlar, ahireti de inkâr eden kimselerdi.