Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 23
146. Şüphesiz kendilerine kitap verdiğimiz halkların bilginleri; onu (Peygamberi), oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Böyleyken içlerinden bazısı bile bile hakkı/gerçeği gizlerler.
147. Hak/gerçek (ancak) Rabbindendir. Artık sakın şüpheye düşenlerden olma!
148. Herkesin yöneldiği/hedeflediği bir yön/bir hedef vardır. Haydi hep hayırlara koşun, (hayırlarda) yarışın! Nerede olursanız olun, Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz Allah’ın gücü herşeye hakkıyla yeter.
149. Nereden yola çıkarsan çık, (namazda) Mescidi Haram’a (Kâbe’ye) doğru dur/dön. Bu elbette Rabbinden gelen bir gerçektir/haktır. Allah sizin yaptıklarınızdan asla habersiz değildir.
150. Ve yine nereden yola çıkarsan çık, (namazda) Mescidi Haram’a (Kâbe’ye) doğru dur/dön. Ve siz (ey müminler), nerede olursanız olun, yüzünüzü o tarafa (Kâbe’ye) çevirin ki, insanların elinde (size karşı kullanacakları) bir delil olmasın. Onlardan zalimler yine de yapacaklarını yaparlar! Öyleyse zalimlerden korkmayın, Benden korkun! Ta ki size (olan) nimetlerimi tamamlayayım. Umulur ki, böylece doğru yolu bulursunuz.
151. Size kendi içinizden bir Rasûl gönderdi; size ayetlerini okuyor, sizi (başınıza gelebilecek) her türlü kötülüğe karşı uyarıyor, ve sizi; Kitap ve Hikmet ile (problem çözme bilimi ve bilimsel gerçeklerle), bilmediklerinizi öğreterek geliştiriyor.
152. Öyleyse yalnız Beni zikredin (ne emrettiğimi hatırlayın) ki, Ben de sizi (af ve bağışlama ile) zikredeyim/hatırlayayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin.
153. Ey iman EDENLER! Sabrederek ve salâtı ikâme ederek/namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle/direnenlerle beraberdir.