Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 22
142. Birtakim bilgisiz insanlar: “Onları yönelmekte oldukları kıbleden çeviren nedir?” diyecekler. De ki: “Doğu da, Batı da (tüm yeryüzü) Allah’ındır. Allah (yola gelmeyi) dileyen kimseyi doğru yola iletir.”
143. Sizler insanlara birer şahit (ve örnek) olasınız ve Rasûl de size bir şahit (ve örnek) olsun. Böylece siz, vasat (hayırlı, yararlı ve merkezde) bir toplum olun! Her ne kadar, Allah’ın doğru yolu gösterdiği kimselerden (Rasûllerden) başkasına ağır gelse de Biz, yönelmekte olduğun yönü ancak; Rasûl’e uyanlarla uymayanları açığa çıkaralım diye, kıble yaptık. Allah imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz Allah insanlara çok şefkatli ve çok merhametlidir.
144. (Ey Muhammed!) Biz senin çok defa/sık sık, yüzünü göğe doğru çevirip durduğunu görüyoruz. (Merak etme) elbette seni hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. (Bundan böyle), yüzünü Mescidi Haram (Kâbe) yönüne çevir. Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzünüzü hep onun (Kâbe) yönüne çevirin. Şüphesiz kendilerine kitap verilenler, bunun Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu elbette bilirler. Allah onların yaptıklarından habersiz değildir.
145. Andolsun, sen kendilerine kitap verilenlere her türlü ayeti getirsen de, onlar yine senin kıblene uymuyorlar. Sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar birbirlerinin kıblesine/yönüne/yoluna da uymazlar. Andolsun, eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların arzu ve keyiflerine (boş hayâl ve hedeflerine) uyacak olursan, o takdirde sen de mutlaka zalimlerden olursun.