Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 187
1. Allah ve Rasûlünden; kendileriyle, antlaşma yapmış olduğunuz müşriklere, bir ültimatomdur (antlaşmalara aykırı hareket edenlere savaş ilânıdır):
2. Yeryüzünde dört ay daha dolaşın (savaş ilânı önceden bildiriliyor). Şunu bilin ki, siz Allah’ı aciz bırakacak değilsiniz. Allah ise sözlerinde durmayanları perişan edecektir.
3. Büyük hac gününde, Allah ve Rasûlünden bütün insanlara bir bildiridir: Allah ve Rasûlü, Allah’a ortak koşanlardan uzaktır. Eğer tövbe ederseniz, bu sizin için hayırlıdır. Ama yüz çevirirseniz, şunu iyi bilin ki, siz Allah’ı âciz bırakabilecek değilsiniz. Sözlerinde durmayanlara, çok acıklı bir azabı müjdele!
4. Ancak Allah’a ortak koşanlardan, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz, sonra da antlaşmalarında size karşı hiçbir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinize hiç kimseye yardım etmemiş olanlar, bu hükmün dışındadır. Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar tamamlayın. Şüphesiz Allah kendine karşı gelmekten sakınanları sever.
5. Haram aylar (dört aylık süre) bitince, (antlaşmalarına aykırı hareket etmiş olan) o müşrikleri, artık bulduğunuz yerde etkisiz hale getirin, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer bu saldırganlar/teröristler; tövbe ettiklerinin kanıtı olarak, namazı kılıp (eğitim ve öğretime katılıp), (çalışıp üreterek) zekâtı da verirlerse, (uygun bir süre sonra) kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah; çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
6. Eğer Allah’a ortak koşanlardan biri, senden sığınma talebinde bulunursa, Allah’ın kelâmını işitebilmesi için ona sığınma hakkı tanı. Sonra da onu güven içinde olacağı yere ulaştır. Bu, onların bilmeyen bir kavim olmaları sebebiyledir.