Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 156
44. Cennet halkı ateş halkına seslendiler: “Biz, Rabbimizin bize vadettiğini gerçek olarak bulduk; siz de Rabbinizin vadettiğini gerçek olarak buldunuz mu?” Onlar da: “Evet” dediler. Aralarından bir çağırıcı seslendi: “Allah’ın lâneti zalimlerin üzerine olsun!
45. Onlar ki, Allah’ın yolundan alıkoyarlar onu eğriltmek isterlerdi. Onlar ahireti inkâr ederlerdi.”
46. Iki taraf arasında bir perde vardır ve Arâf üzerinde de her birini yüzlerinden tanıyan, adamlar vardır. Cennet halkına: “Size selâm!” diye seslendiler. Ki onlar, henüz oraya girmemişlerdir. Ancak, arzu edip (oraya girmeyi) istemektedirler.
47. Gözleri ateş halkına doğru çevrildiği zaman: “Rabbimiz, bizi zalimler topluluğuyla birlikte kılma!” derler.
48. Araf ehli kendilerini simalarından tanıdıkları, birtakım adamlara seslendiler ve dediler ki: “Çokluğunuz ve büyüklük taslamanız size bir fayda vermedi.
49. ‘Allah onları hiçbir rahmete erdirmeyecek’ diye, yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı? (Cennetliklere dönerek): ‘Girin cennete!’ Size korku yok, üzülmeyeceksiniz de!” (dediler).
50. Ateş halkı cennet halkına seslendiler: “Bize sudan biraz akıtın veya Allah’ın size verdiği rızıktan (biraz verin).” Onlar da derler ki: “Şüphesiz Allah onu inkârcılara haram etmiştir.”
51. Onlar dinlerini bir eğlence ve bir oyun edinmişlerdi ve dünya hayatında (ahireti/hesap gününü) unutmuşlardı. Biz de bugün onları unuturuz; bugüne kavuşmayı unuttukları ve ayetlerimizi bile bile inkâr ettikleri gibi!