Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 301
62. O yeri geçtikleri zaman genç arkadaşına: -Yiyeceğimizi getir, bu yolculuğumuzda bir hayli yorgun düştük, dedi.
63. -Gördün mü, kayalığa sığındığımızda ben balığı unuttum. Onu bana Şeytandan başkası unutturmadı. Şaşılacak şekilde o, denizde yol aldı, demişti.
64. Musa: -İşte, aradığımız buydu, dedi. İzleri üzerine gerisin geriye döndüler.
65. Orada, kendisine esenlik verip, katımızdan bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kul buldular.
66. Musa o kula: -Sana öğretilen ilimden bana öğretmen için senin peşinden gelebilir miyim? dedi.
67. O da: -Sen benimle olmaya sabredemezsin, dedi.
68. Gerçek yönünü bilmediğin bir şeye nasıl sabredebilirsin?
69. -İnşallah, benim sabırlı olduğumu göreceksin ve senin emrine karşı gelmeyeceğim, dedi.
70. -Eğer bana uyacaksan, ben sana anlatmadıkça hiç bir şey sormayacaksın, dedi.
71. Musa da bu şartı kabul etti. Bunun üzerine kalkıp yürüdüler. Sonunda bir gemiye bindiler. O kul, gemiyi deldi. Musa: -Gemiyi içindekileri boğmak için mi deldin? Acayip bir iş yaptın, dedi.
72. -Ben sana benimle olmaya dayanamazsın demedim mi? diye cevap verdi.
73. -Unuttuğum şeyden dolayı beni suçlama, zor olan işimden dolayı bana süre tanı,dedi.
74. Yine yola devam ettiler. Sonunda bir gençle karşılaştılar. O, hemen onu öldürdü: -Bir cana karşılık olmaksızın, masum bir cana mı kıydın? Gerçekten çok kötü bir iş yaptın.