Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 212
26. İyi davrananlara, daha iyisi ve bir fazlası vardır. Onların yüzlerini karartı ve zillet bürümez. Onlar cennet dostlarıdır, onlar orada ebedidirler.
27. Kötülük işleyenlere, kötülükleri kadar ceza vardır. Onların yüzünü zillet bürümüştür. Onları Allah’a karşı savunacak kimse yoktur. Sanki onların yüzleri gece gibi karanlık bir parçayla örtülmüştür. İşte onlar ateşin dostlarıdır. Onlar, orada ebedidirler.
28. (28-29) O gün onların hepsini bir araya toplarız. Sonra şirk koşanlara: -Siz ve ortaklarınız (şirk koştuklarınız) yerlerinize! deriz. Ve aralarını ayırırız. Ortak koştukları: -Siz bize kulluk etmiyordunuz. Allah, sizinle bizim aramızda şahit olarak yeter. Sizin bize kulluk ettiğinizden haberimiz yoktu, derler.
29. (28-29) O gün onların hepsini bir araya toplarız. Sonra şirk koşanlara: -Siz ve ortaklarınız (şirk koştuklarınız) yerlerinize! deriz. Ve aralarını ayırırız. Ortak koştukları: -Siz bize kulluk etmiyordunuz. Allah, sizinle bizim aramızda şahit olarak yeter. Sizin bize kulluk ettiğinizden haberimiz yoktu, derler.
30. İşte orada herkes dünyada yaptığı şeyin gerçek mahiyetini kavrar. Ve gerçek mevlaları olan Allah’a döndürülürler. Ve uydurdukları düzmeceler onlardan kaybolup gider.
31. De ki: -Gökten ve yerden size rızık veren kimdir? Kulak ve gözlere hükmeden kimdir? ölüden diriyi çıkaran; ölüyü de diriden çıkaran kimdir? Her işi düzenleyen kimdir? Onlar: -Allah’tır! diyecekler. -O halde O’na karşı gelmekten sakınmaz mısınız? de.
32. İşte gerçek Rabbiniz Allah budur. Haktan sonra dalaletten başka ne vardır? O halde nasıl sırt çeviriyorsunuz.
33. Böylece, fasık olanların inanmayacaklarına dair Rabbinin sözü gerçekleşti.