Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 258
19. Allah'ın gökleri ve yeri hak olarak yarattığını görmedin mi? O dilerse sizi götürür, yepyeni bir halk getirir.
20. Bu, Allah'a göre hiç de güç değildir.
21. Hepsi Allah'ın huzuruna çıkıp toplanırlar. Güçsüz kimseler büyüklük taslayanlara: “Biz size uymuştuk, sizin bağlılarınızdık, şimdi siz Allah'ın azabından zerrece bir şey olsun savıp bizi koruyabilecek misiniz?” derler. Onlar da: “Eğer Allah bizi doğru yola eriştirseydi, biz de size doğru yolu gösterirdik. Şimdi artık sızlansak da sabretsek de birdir. Kaçıp sığınacak bir yerimiz yoktur. ” derler.
22. İş olup bitince, ilâhî hüküm yerine gelince şeytan ateşte olanlara der ki: “Gerçekten Allah size sözün doğrusunu söylemiş, gerçek bir vaadde bulunmuştu. Ben de size söz vermiştim amma, sonra sözümden caydım. Esasen sizi zorlayacak bir nüfuzum da yoktu. Sadece sizi dâvet ettim, siz de bana hemen uydunuz. O halde beni değil kendinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni! Daha önce beni Allah'a ortak koşmanıza da inanmamıştım zaten. ” Doğrusu zâlimlere can yakıcı azap vardır.
23. İman edip de sâlih ameller yapanlar, Rablerinin izniyle içinde ebedî kalacakları ve altlarından ırmaklar akan cennetlere sokulacaklardır. Onların orada birbirlerine dilekleri “Selâm”dır.
24. Görmedin mi Allah nasıl bir misal getirdi? Güzel bir söz, kökü (yerde) sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaç gibidir.