Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 211
21. Kendilerine dokunan bir sıkıntıdan sonra insanlara bir rahmet tattırsak, hemen âyetlerimiz hakkında bir tuzak düşünürler. De ki: “Allah'ın tuzağı daha çabuktur. ” Şüphesiz ki kurduğunuz tuzakları elçilerimiz yazıyorlar.
22. Sizi karada ve denizde gezdiren O'dur. Hatta siz gemilerde bulunduğunuzda ve o gemiler içindekileri alıp tatlı bir rüzgârla giderken ve tam onunla sevindikleri bir sırada, o gemilere şiddetli bir fırtına gelip çatar. Her yerden onlara dalgalar gelmeye başlar ve tamamen kuşatıldıklarını (bir daha kurtulamayacaklarını) sanırlar. İşte o zaman dini yalnız Allah'a halis kılarak (ihlâsla) O'na duâ ederler. “Andolsun, eğer bizi buradan kurtarırsan muhakkak ki şükredenlerden olacağız. ” derler.
23. Fakat Allah onları kurtarınca, yeryüzünde haksız yere azgınlık etmeye başlarlar. Ey insanlar! Sizin azgınlığınız ancak kendi aleyhinizedir. Dünya hayatının zevkinden bir süre istifade edersiniz. Sonunda dönüşünüz bize olacaktır. Biz de o zaman size bütün yaptıklarınızı haber veririz.
24. Dünya hayatı tıpkı gökten indirdiğimiz yağmura benzer. O yağmurla insan ve hayvanların yiyerek beslendikleri bitkiler bol bol yetişir; yeryüzü renk renk, çeşit çeşit mahsullerle süslenir. Yerin sahipleri bütün bunlara malik olduklarını sandıkları bir sırada, geceleyin veya gündüzün birden emrimiz geliverir de, orayı hiçbir şey bitirmemişe çeviririz. İşte biz âyetlerimizi, düşünen insanlar için böylece apaçık beyan ederiz.
25. Allah esenlik yurdu olan cennete çağırır, dilediğini doğru yola eriştirir.