Nûr Suresi 35. Ayet

Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.

Nûr Suresi 64 ayettir. Nüzulü Medine'de olup 102. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 350 sayfa numarasında yer almaktadır.
اَللّٰهُ نُورُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ مَثَلُ نُورِه۪ كَمِشْكٰوةٍ ف۪يهَا مِصْبَاحٌۜ اَلْمِصْبَاحُ ف۪ي زُجَاجَةٍۜ اَلزُّجَاجَةُ كَاَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِنْ شَجَرَةٍ مُبَارَكَةٍ زَيْتُونَةٍ لَا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍۙ يَكَادُ زَيْتُهَا يُض۪ٓيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌۜ نُورٌ عَلٰى نُورٍۜ يَهْدِي اللّٰهُ لِنُورِه۪ مَنْ يَشَٓاءُۜ وَيَضْرِبُ اللّٰهُ الْاَمْثَالَ لِلنَّاسِۜ وَاللّٰهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌۙ
Sureler
Mushaf
Sayfa 350
İlgili Sure
Nûr Suresi
Ayetler
İsim Meal
Abdulbaki Gölpınarlı Allah, bütün göklerin ve yerin nûrudur. O'nun nûru, içinde kandil bulunan bir oyuğa benzer. O kandil cam fânûs içindedir. O fânûs, inci gibi parıldayan bir yıldızdır. Ve o kandil, ışığını doğuda da olmayan batıda da olmayan mubarek bir zeytin ağacından alır. Ve o ağacın yağı, öyle arı duru öyle parlak ki, neredeyse yakılmadığı halde de ışık verecek, nûr üstüne nûr. Allah nuruna erişmek isteyeni dilediği şekilde nûruna eriştirir. İşte bunun için Allah insanlara örnekler vermektedir. Çünkü herşeyi bütün boyutlarıyla, yalnızca Allah bilir.
Abdullah Parlıyan Allah, göklerin ve yerin nûrudur. O'nun nûrunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. O lamba kristal bir fanus içindedir; o fanus da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da, batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan, yani zeytinden (çıkan yağdan) tutuşturulur. Onun yağı, neredeyse, kendisine ateş değmese dahi ışık verir. (Bu,) nûr üstüne nûrdur. Allah dilediği kimseyi nûruna eriştirir. Allah insanlara (işte böyle) temsiller getirir. Allah her şeyi bilir.
Adem Uğur Allâh, semâların ve arzın nurudur (NUR, ilimdir - candır - datadır; semâlar ve arzın hakikati ilimden {DATA} ibarettir)! O'nun nurunun (ilminin varlığı ve açığa çıkışı) misali şuna benzer: İçinde lamba (bilinç) bulunan bir kandil (beyin) gibidir. . . O lamba da bir sırça (şuur) kapsamındadır! O sırça (şuur) sanki inciden bir yıldız (yaradılış amacına göre işlevlenmiş Esmâ bileşimi) gibidir ki, doğu ve batıya (mekân ve zamana) ait olmayan mübarek bir ağaçtan (insanî hakikatin), yani zeytinden (TEK'lik şuuruna sahip olması) tutuşturulur! O ağacın yağı (şuurdaki hakikat müşahedesi) neredeyse kendisine bir nâr (arınma çalışmaları) dokunmasa da ışık saçar! Nur'un alâ nur'dur (Esmâ ilminin birimsel ilim sûretinde açığa çıkışı). . . Allâh (insanın hakikati olan Esmâ mertebesi) dilediği kimseyi kendi nuruna (kendi hakikati ilmine) erdirir! Allâh insanlar için misaller veriyor. . . Allâh her şeyi (Esmâ özellikleriyle, o şey olduğu için) Bilen'dir.
Ahmed Hulusi Allah göklerin ve yerin hayatiyetlerini, ihyalarını sağlayan nûrudur, göklerde ve yerde yaşayanların önünü ve ufkunu aydınlatır, hidayet rehberlerini gönderir. O’nun nuru, üzerinde sabah aydınlığına benzer ışık veren bir direkteki lambaya benzer. O ışık kristal bir ampul içindedir. Kristal ampul, doğu ve batı güneşinden istifade etmeyen faydalı, bereketli zeytin ağacı gibi doğu ve batı medeniyetinden etkilenmemiş bir medeniyet ağacından yakılan, peygamberler soyundan gelen sanki inciye benzer parlayan bir yıldızdır. O ağacın mahsulünden elde edilen yağ, neredeyse yakılmasa da çevresini aydınlatır. İşte bu, nur üstüne nurdur, kat kat aydınlıktır, Muhammed’dir, Kur’ân’dır. Allah, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu varlıkları nuruna ulaştıracak hidayet vesileleri, hakka yönlendirici, aydınlatıcı bilgiler veriyor. Allah işte böyle benzetmeler yaparak dini hakikatları, insani ve ahlaki değerleri insanlara açıklıyor. Her şey Allah’ın ilmi, planı, iradesi dahilinde cereyan etmektedir.
Ahmet Tekin Allah göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun örneği içinde çerağ bulunan bir kandil yuvası gibidir. Çerağ bir cam içindedir. Cam sanki inci gibi bir yıldızdır. O, doğuya da batıya da ait olmayan mübarek bir zeytin ağacından yakılır. Onun yağı neredeyse kendine ateş dokunmasa bile ışık verir. (Bu) nur üstüne nurdur. Allah dilediğini nuruna iletir. Allah insanlar için örnekler vermektedir. Allah her şeyi bilendir.
Ahmet Varol Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir.
Ali Bulaç Allah, göklerin ve yerin aydınlatıcısıdır. Müminin kalbinde, nurunun sıfatı: Sanki bir hücre ki, içinde bir lâmba var; lâmba da cam bir mahfaza içinde; o cam mahfaza, sanki (parlayan) incimsi bir yıldız. Bu lâmba, güneşin doğuşunda ve batışında gölgeye düşmiyen mübarek bir zeytin ağacının yağından tutuşturulur. Bu öyle (saf) bir yağdır ki, nerde ise ateş dokunmasa da aydınlık verecek. Bu aydınlık, nur üstüne nurdur (Allah’ın müminlere hidayeti, iman nuru üstüne bir nurdur). Allah, dilediği kimseyi nuruna (İslâm dinine) kavuşturur. Allah, insanlara böyle misaller verir (ki ibret alıb iman etsinler). Allah, her şeyi bilir.
Ali Fikri Yavuz Allah, göklerin ve yerin Nûru’dur. O’ nun nûru, şöyle bir misalle anlatılabilir: İçinde lamba bulunan bir fanus; lamba kristal bir cam içinde; kristal de sanki inciden bir yıldız. Lamba, doğuya da batıya da ait olmayan kutlu, pek bereketli bir zeytin ağacından yakılıyor; öyle ki, yağı daha ateş değmeden hemen kendiliğinden ışık veriverecek. Nur, yine nur. Allah, kimi dilerse onu nûruna iletir. Allah, (gerçeği anlamaları için) insanlara böyle misaller verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
Ali Ünal Allah, göklerin ve yerin nûrudur. O'nun nûru, içinde kandil bulunan bir oyuğa/lambaya benzer. Kandil, bir cam içerisindedir. Cam, sanki inciden bir yıldızdır. Ne doğuya ne batıya ait olan mübarek bir zeytin ağacının yağından yakılır. Öyle ki, ateş değmese de neredeyse yağı ışık verir. O, nûr üstüne nûrdur. Allah dileyen kimseyi nûruna iletir. Allah, insanlara örnekler verir. Allah, her şeyi bilir. [367]
Bayraktar Bayraklı Allah goklerin ve yerin Nur'udur. O'nun nuru, icinde isik bulunan bir kandil yuvasina benzer. O isik bir cam icindedir, cam ise, sanki inci gibi parlayan bir yildizdir; bu ne yalniz doguda ve ne de yalniz batida bulunan bereketli zeytin agacindan yakilir. Ates degmese bile, nerdeyse yagin kendisi aydinlatacak! Nur ustune nurdur. Allah diledigini nuruna kavusturur. Allah insanlara misaller verir. O, herseyi bilir.
Bekir Sadak Allah göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misâli, içinde kandil bulunan içe açık bir pencere gibidir. Kandil cam içindedir; cam pırıl pırıl ışık veren bir yıldıza benzer; ne yalnız doğunun, ne de yalnız batının ürünü olan mübarek zeytin ağacından yakılır. O'nun yağı ateş dokunmasa bile neredeyse ışık verir; nûr üstüne nurdur. Allah, (gerçeği anlayabilsinler diye) insanlara birtakım misâller verir. Allah her şeyi bilendir.
Celal Yıldırım Allah göklerin ve yerin nurudur (her şeyin aydınlığını verendir). O'nun nuru, içinde kandil bulunan bir oyuk(tan yayılan ışığa) benzer. O kandil ki bir cam içindedir. Cam sanki inci gibi parıldayan bir yıldızdır ki onun yakıtı, doğuda da batıda da eşine rastlanmayan mübarek bir zeytin ağacından alınmaktadır. Ona ateş değmese bile neredeyse yağı ışık verecek. (Bu da) nur üstüne nurdur (ışığı pırıl pırıldır). Allah, dilediğini (hak edeni) nuruna kavuşturur. Allah (gerçeği anlamaları için) insanlara örnekler verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
Cemal Külünkoğlu Allah, göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun temsili şudur: Duvarda bir hücre; içinde bir kandil, kandil de bir cam fânûs içinde. Fânûs sanki inci gibi parlayan bir yıldız. Mübarek bir ağaçtan, ne doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur. Bu ağacın yağı, ateş dokunmasa bile neredeyse aydınlatacak (kadar berrak)tır. Nur üstüne nur. Allah, dilediği kimseyi nuruna iletir. Allah, insanlar için misaller verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
Diyanet İşleri Allah göklerin ve yerin Nur'udur. O'nun nuru, içinde ışık bulunan bir kandil yuvasına benzer. O ışık bir cam içindedir, cam ise, sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır; bu ne yalnız doğuda ve ne de yalnız batıda bulunan bereketli zeytin ağacından yakılır. Ateş değmese bile, nerdeyse yağın kendisi aydınlatacak! Nur üstüne nurdur. Allah dilediğini nuruna kavuşturur. Allah insanlara misaller verir. O, herşeyi bilir.
Diyanet İşleri ( Eski ) Allah, göklerin ve yerin nûrudur. O'nun nûrunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. O lamba kristal bir fanus içindedir; o fanus da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da, batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan, yani zeytinden (çıkan yağdan) tutuşturulur. Onun yağı, neredeyse, kendisine ateş değmese dahi ışık verir. (Bu,) nûr üstüne nûrdur. Allah dilediği kimseyi nûruna eriştirir. Allah insanlara (işte böyle) temsiller getirir. Allah her şeyi bilir.
Diyanet Vakfı ALLAH göklerin ve yerin ışığıdır. Işığının örneği şuna benzer: içinde lamba bulunan bir oyuk... Lamba bir cam kap içindedir. O cam kap ise, incimsi bir gezegen gibidir. Yakıtı, ne batıya ne de doğuya bağıntısı olmayan, zeytinyağı üreten bereketli bir ağaçtandır. Yağı, neredeyse ateş değmeden aydınlık verir. Işık üzerine ışıktır. ALLAH dileyeni/dilediğini ışığına ulaştırır. İşte ALLAH halka böyle örnekler verir. ALLAH her şeyi bilir.
Edip Yüksel Allah, göklerin ve yerin nurudur (aydınlatıcısıdır). O'nun nurunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandil gibidir. O lamba bir billur içindedir; o billur da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan çıkan yağdan tutuşturulur. (Bu öyle bir ağaç ki) yağı, nerdeyse, kendisine ateş değmese bile ışık verir. (Bu ışık) nur üstüne nurdur. Allah dilediği kimseyi nuruyla hidayete iletir. Allah insanlara (işte böyle) misal verir; Allah her şeyi bilir.
Elmalılı ( Sade ) Allah göklerin ve yerin nurudur. O'nun nuru içinde bir kandil bulunan bir oyma hücre misalidir. Kandil, bir sırça içindedir. Bu sırça sanki inciden bir yıldızdır; ne doğuya, ne de batıya nisbet edilen mübarek bir zeytin ağacından tutuşturulur. Onun yağı hemen hemen ateş dokunmasa bile ışık verir; nur üstüne nur! Allah, dilediğini kendi nuruna yöneltir ve insanlara birçok misaller verir. Allah, herşeyi bilendir.
Elmalılı ( Sade - 2 ) Allah, Semavât-ü Arzın nûrudur, nûrunun temsili sanki bir mişkât; içinde bir mısbah, mısbah bir sırçada, sırça sanki bir kevkebi dürrî (bir inci yıldız), mübarek bir ağaçtan tutuşturulur: bir zeytundan ki ne şarkîdir ne garbî, yağı hemen hemen ateş dokunmasa bile zıya verir, nûr üzerine nûr, Allah nûruna dilediğini hidayet buyurur ve insanlar için meseller darb eyler ve Allah, her şey'e alîmdir
Elmalılı Hamdi Yazır Tanrı, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir, sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Tanrı, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip iletir. Tanrı insanlar için örnekler verir. Tanrı, her şeyi bilendir.
Gültekin Onan Allah, göklerin ve yerin nûrudur. O'nun nûrunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. O lamba kristal bir fanus içindedir; o fanus da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da, batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan, yani zeytinden (çıkan yağdan) tutuşturulur. Onun yağı, neredeyse, kendisine ateş değmese dahi ışık verir. (Bu,) nûr üstüne nûrdur. Allah dilediği kimseyi nûruna eriştirir. Allah insanlara (işte böyle) temsiller getirir. Allah her şeyi bilir.
Harun Yıldırım Allah, göklerin ve yerin nuurudur. Onun nuurunun sıfatı, sanki içinde bir çerağ bulunan bir hücredir. O çerağ bir sırça (kandil) içindedir. O sırça (kandil) de sanki bir inci (gibi parıldayan) bir yıldızdır ki güneşin doğduğu yere de, battığı yere de nisbeti olmayan mübarek bir ağacdan, zeytinden tutuşdurulub yakılır. Onun yağı, kendisine bir ateş dokunmâsa da, hemen hemen ışık verir. (Bu ışık da) nuur üstüne nuurdur, Allah kimi dilerse onu nuruna kavuşdurur. Allah insanlar için meseller irâd eder. Allah, her şey'i hakkıyle bilendir.
Hasan Basri Çantay Allah, göklerin ve yerin Nûr’udur. O’nun nûrunun misâli, içinde lâmba bulunan bir kandillik gibidir. O lâmba bir cam içindedir. O cam da, sanki inciden bir yıldızdır; bu lâmba, ne doğuya ne de batıya nisbeti olmayan mübârek bir ağaçtan, zeytin ağacından(çıkan yağdan) yakılır; onun yağı, nerede ise kendisine ateş değmese bile ışık verecek! Nûr üstüne nûrdur. Allah, dilediği kimseyi nûruna hidâyet eder. İşte Allah, insanlara böyle misâller getirir. Çünki Allah, herşeyi hakkıyla bilendir.
Hayrat Neşriyat Allah; göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali; içinde çerağ bulunan bir kandil yuvası gibidir. O çerağ bir sırça içindedir. Sırça sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır. Güneşin doğduğu yere de, battığı yere de nisbeti olmayan mübarek bir ağaçtan, zeytinden tutuşturulup yakılır. Ateş değmese dahi, neredeyse yağın kendisi aydınlatacak. Nur üstüne nurdur. Allah; dilediğini nuruna kavuşturur. Allah; insana misaller verir. Ve Allah; her şeyi bilendir.
İbni Kesir Allah göklerin ve yerin aydınlatıcısıdır (nurudur). O nun nurunun misali, içinde lamba bulunan oyuk gibidir. O lamba cam içinde, camda sanki inciye benzeyen yıldız gibidir. O lambanın ışığı, doğuda ve batıda olmayan çok bereketli ağaçtan elde edilen yağla tutuşturularak elde edilir. O ağacın yağı hiçbir ateş değmediği halde sanki kendi başına ışık verecek nur üzerinde nur gibidir. Allah dileyen kimseyi ışığına kavuşturur. Allah insanlara misaller anlatıyor ki. Allah her şeyi en iyi bilendir.
İlyas Yorulmaz Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun örneği; içinde ışık bulunan, o ışığın bir sırça içinde olduğu, sırçanın ise sanki inci gibi parlayan bir yıldızı andırdığı ve de ne sadece doğuda ve ne de sadece batıda (aksine, bağın tam ortasında) bulunan bereketli zeytin ağacından yakılan bir kandil yuvası gibidir ki ateş değmese bile nerdeyse yağın kendisi aydınlatacak! Nur üstüne nurdur. Allah dilediğini nuruna kavuşturur. Allah insanlara örnekler verir. O, her şeyi bilir.
İnsan Dergisi Çünkü Allah, var olan her şeye varlığını armağan eden, her birini kendi yaratılışındaki hikmete uygun niteliklerle donatan, hedefini ve yolunu göstererek onları daima iyiye, güzele yönlendiren; gönderdiği mesajlarla gönülleri aydınlatan, duygu ve düşünceleri arındıran ve böylece, tüm kâinata nuruyla tecelli edip varlığa anlam ve değer kazandıran mutlak hakikattir, yani göklerin ve yerin nurudur. O'nun varlığa yansıyan en parlak nuru olan bu Kur'an, tıpkı rüzgâr ve yağmurdan korunmuş sapasağlam bir siper içindeki kandile benzer. Kandil, camdan bir fanus içindedir. O fanus ki, inci gibi parıldayan bir yıldızdır sanki. Bu kandil, hayır vebereketin sembolü olan kutlu bir bitkiden, zeytinden elde edilensaf ve doğal zeytinyağıyla, yani ilâhî bir yakıtla tutuşturulmuştur ki, ne doğulu Hint mistizminden kaynaklanmıştır, ne de batılı Yunan felsefesinden. Bu nur, herhangi bir coğrafyanın, kültürün ve medeniyetin ürünü değildir. Aksine, tüm zamanları ve mekânları kucaklayan ilâhî-evrensel bir mesajdır. Ve o kandilin yağı o kadar berrak, o kadar parlaktır ki, neredeyse hiç ateş değmese bile kendiliğinden ışık verecek. Öyle ki, iç içe daireler şeklinde kat kat ışık demetleri, nur üstüne nur… İşte Kur'an böylesine parlak, böylesine aydınlatıcı bir kitaptır. Ne var ki, bütün gözler bu aydınlıktan istifade edemiyor:

Allah, yalnızca hakikate ulaşmak isteyenleri kendi nuruna eriştirir. İşte bunun içindir ki, Allah insanlara böyle canlı örnekler vermektedir. Çünkü Allah, her şeyi en mükemmel şekilde bilmektedir.
Kadri Çelik Allah göklerin ve yerin nurudur. O'nun nuru içinde kandil bulunan bir oyuk(tan yayılan ışığa) benzer. O kandil ki sırça fanus içindedir; o fanus ki, inci (gibi parıldayan) bir yıldızdır sanki! Ve o kandilin yakıtı, ne doğuda ne de batıda eşine rastlanmayan mübarek bir zeytin ağacından alınmaktadır. Ve o ağacın yağı (öyle arı duru, öyle parlak ki) neredeyse ateş değmeden de ışık verecek: Nur üstüne nur! Allah, (erişmek isteyeni) nuruna eriştirir; işte (bunun içindir ki) Allah insanlara örnekler vermektedir; çünkü her şeyi bütün boyutlarıyla (yalnızca) Allah bilir.
Mahmut Kısa Allah ışığıdır göklerin ve yeryüzünün. Işığının örneği, kandil konan bir yere benzer, orada bir kandil var, kandil, bir sırça içinde, sırça da parıl parıl parlayan bir yıldız sanki; doğuda da olmayan, batıda da olmayan kutlu zeytin ağacından yakılmış; ateş dokunmadan da yağı, hemen ışık verecek; nûr üstüne nûr. Allah, doğru yolu gösterir nûruyla dilediğine ve Allah, örnekler getirir insanlara ve Allah, her şeyi bilir.
Muhammed Esed Allah göklerin ve yerin nuru(nun kaynağı)dır. O'nun nurunun sembolü, içinde kandil bulunan bir ışık mahalli gibidir. O kandil kristal bir fanus içindedir. Öyle bir fanus ki, sanki inci gibi (parıldayan) bir gezegen. O kandil, doğuya da batıya da ait olmayan mübarek bir zeytin ağacından elde edilmiş bir yakıtla tutuşturulur. Öyle ışıltılı bir yağ ki, neredeyse ateş değmeden bile ışık saçacak: nur üstüne nurdur! Allah, isteyeni nurunun (peşine takarak) doğru yola iletmeyi diler. İşte Allah insanlara böyle misaller vermektedir: zira her şeyi en ince ayrıntısına kadar bilen yalnızca Allah'tır.
Mustafa İslamoğlu Allah Teâlâ, göklerin ve yerin nûrudur. Nûrunun meseli, içinde latif bir çırağ bulunan bir mişkât gibidir. O çırağ ise bir kandil içindedir. O kandil ise sanki bir incimsi yıldızdır, şarkı ve garbı olmayan mübarek bir zeytin ağacından tutuşturulmaktadır. Onun yağı bir halde ki, kendisine ateş dokunmasa bile hemen hemen ziya verecektir. Nûr üstüne nûrdur. Ve Allah nûruna dilediğini kavuşturur. Ve Allah Teâlâ nâsa misaller irâd eder ve Allah Teâlâ her şeyi hakkıyla bilicidir.
Ömer Nasuhi Bilmen Allah göklerin ve yerin nûrudur. O'nun nûrunun misali, içinde lâmba bulunan bir kandil gibidir. O kandil billur bir cam içindedir. O billur cam ise sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır. Ki, ne batıda ne de doğuda bitmeyen mübarek bir zeytin ağacından (onun yağından) yakılır. Ateş dokunmasa bile onun yağı ışık verir. Nûr üstüne nûrdur. Allah dilediği kimseyi nûruna kavuşturur. Allah insanlara böyle misaller verir. Ve Allah her şeyi hakkıyla bilir.
Ömer Öngüt Allah göklerin ve yerin aydınlatıcısıdır. O’nun aydınlatmasının örneği, içinde ışık bulunan bir kandil yuvası gibidir. O ışık bir cam içindedir. Cam sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır. Doğuya da batıya da ait olmayan mübarek zeytin ağacından yakılır. Ona ateş değmese bile neredeyse yağı ışık verecek. Nur üstüne nur! Allah dilediği kimseyi nuruna yöneltir. Allah, bu örnekleri insanlar için veriyor. Allah, her şeyi hakkıyla biliyor.
Şaban Piriş Allah göklerin ve yerin nurunu var edendir. Onun nurunun temsili şudur: Duvarda bir hücre; içinde bir kandil, kandil de bir cam fânûs (lâmba) içinde. Fânûs (lâmba) sanki inci gibi parlayan bir yıldız. Mübârek bir ağaçtan, ne doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur. Bu ağacın yağı, ateş dokunmasa bile, neredeyse aydınlatacak(kadar berrak)tır. Nur üstüne nur. Allah isteyeni (gereğini yapanı) nuruna iletir. Allah insanlar için misaller verir. Allah herşeyi hakkıyla bilendir/yerli yerince yapandır.
Sadık Türkmen Allah göklerin ve yerin nurudur. O'nun nuru, içinde kandil yanan bir projektöre benzer, kandil bir fanus içindedir ve bu fanus sanki inci gibi parıldayan bir yıldızdır. Bu kandil yakıtını, bereketli bir zeytin ağacının yağından sağlar. Ağaç, ne doğuya ve ne de batıya bakmayan ve bu yüzden sürekli güneş alan bir arazide yetiştiği için yağı, hiç ateşe değmese bile kendiliğinden tutuşup ışıyacak kadar saftır. O nur üzerine nurdur. Allah dilediği kimseleri bu nura iletir. Allah insanlara somut örnekler verir. Allah herşeyi bilir.
Seyyid Kutub Allah göklerin ve yerin nûrudur. O’nun nûrunun misali, tıpkı içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. Lamba bir sırça (cam) içinde, o sırça da sanki parlayan incimsi bir yıldız! Bu lamba, ne yalnız doğuya, ne de yalnız batıya mensup olmayan kutlu, pek bereketli bir zeytin ağacından tutuşturulur. Bu öyle bereketli bir ağaç ki, nerdeyse ateş değmeden de yağ ışık verir. Işığı pırıl pırıldır. Allah dilediği kimseyi nûruna iletir, gerçeği anlamaları için insanlara böyle temsiller getirir. Allah her şeyi bilir.
Suat Yıldırım Allâh, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nuru, içinde lamba bulunan bir kandile benzer. Lamba cam içerisindedir. Cam, sanki inciden bir yıldız. Ne doğuya ve ne batıya mensub olmayan mübârek bir zeytin ağacı(nın yağı)ndan yakılır. (Öyle mübârek bir ağaç) Ki, neredeyse ateş değmese de yağı ışık verir. Işığı parıl, parıldır. Allâh, dilediği kimseyi nuruna iletir. Allâh insanlara misaller verir. Allâh her şeyi bilir.
Süleyman Ateş Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip iletir. Allah insanlar için örnekler vermektedir. Allah, her şeyi bilendir.
Süleymaniye Vakfı Gökleri ve yeri aydınlatan Allah’tır. O’nun aydınlatması, içinde kandil bulunan kör pencerede[1*] oluşan aydınlık gibi (parlak ve bütün ayrıntıları gösterecek şekilde) olur. Kandil camın içindedir; cam da sanki inciyi andıran bir yıldızdır. İçindeki yakıt ise doğuya da batıya da ait olmayan bereketli zeytin ağacındandır[2*]. Yağı, ateş dokunmasa bile ışık yayar gibi parlaktır. Işık, ışık üstüne! Allah, aydınlanmayı tercih edeni kendi ışığına yöneltir ve insanlara örnekler verir. Allah her şeyi bilir.
Tefhim-ul Kuran Allah göklerin ve yerin nurudur. Onun nurunun misali, lâmbanın ortasındaki yuvaya benzer ki, onda bir kandil vardır. Kandil de bir fânus içindedir. Fânus ise inci gibi parlayan bir yıldıza benzer. O ne doğuya, ne de batıya ait olmayan bereketli bir ağacın yakıtından tutuşturulur ki, o yakıtın, ateş değmeden aydınlatacak bir hali vardır. İşte nur üstüne nur... Allah dilediği kimseyi nuruna kavuşturur. İnsanlara da böyle misaller verir. Çünkü Allah herşeyi hakkıyla bilir.
Ümit Şimşek Allah, göklerin ve yerin Nur'udur. Onun nurunun örneği, içinde çerağ bulunan bir kandile benzer. Kandil, bir sırça içerisindedir. Sırça, inciden bir yıldız gibidir ki, doğuya da batıya da nispeti olmayan bereketli bir zeytin ağacından yakılır. Bu ağacın yağı, neredeyse ateş dokunmasa bile ışık saçar. Nur üzerine nurdur o. Allah, dilediğini kendi nuruna kılavuzlar. Allah, insanlara örnekler verir. Allah herşeyi bilmektedir.
Yaşar Nuri Öztürk Allah göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali içinde çerağ (ışık kaynağı) bulunan bir kandil gibidir. Çerağ bir sırça (kristal billur) içerisindedir. Sırça sanki incimsi bir yıldızdır ki doğuya da, batıya da ait olmayan mübarek-kutlu bir zeytin ağacından yakılır. (Bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. Nur üstüne nurdur. Allah kimi dilerse onu Kendi nuruna yöneltip-iletir. Allah insanlar için (insanların sınırlı anlayışına göre) misaller vermektedir. Allah (Alim'dir) herşeyi hakkıyle bilendir.

Sureler
Sayfa 350
Mushaf
Nûr Suresi
İlgili Sure
Ayetler