Neml Suresi 37. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Neml Suresi 93 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 48. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 377 sayfa numarasında yer almaktadır.
اِرْجِعْ اِلَيْهِمْ فَلَنَأْتِيَنَّهُمْ بِجُنُودٍ لَا قِبَلَ لَهُمْ بِهَا وَلَنُخْرِجَنَّهُمْ مِنْهَٓا اَذِلَّةً وَهُمْ صَاغِرُونَ
Sureler
Mushaf
Sayfa 377
Sayfa 377
İlgili Sure
Neml Suresi
Neml Suresi
Önceki
Neml Suresi 36. Ayet
Neml Suresi 36. Ayet
Sonraki
Neml Suresi 38. Ayet
Neml Suresi 38. Ayet
İsim | Meal |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Şimdi seni gönderenlere dön! Şüphesiz karşı duramayacakları bir orduyla, kendilerine geleceğiz ve onları küçük düşürülmüş olarak, o ülkeden mutlaka çıkaracağız!” |
Abdullah Parlıyan | (Ey elçi!) Onlara dön; iyi bilsinler ki, kendilerine asla karşı koyamıyacakları ordularla gelir, onları muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız! |
Adem Uğur | "Geri dönün onlara (bildirin). . . Yemin ederim ki, karşı çıkamayacakları ordularımla gelirim ve oradan onları âcizler ve aşağılanmışlar olarak çıkarırım!" |
Ahmed Hulusi | Elçiye: 'Hediyeleriyle onların, seni gönderenlerin yanına dön. Kendilerine asla karşı koyamayacakları, kurmaylar ve ordularla geliriz. Onları, kesinlikle hor ve hakir halde ülkelerinden çıkarırız.' dedi. |
Ahmet Tekin | Sen onlara dön. Andolsun biz onlara karşı koyamayacakları ordularla gelir ve onları oradan aşağılanmış ve küçük düşürülmüş bir halde çıkarırız.' |
Ahmet Varol | "Sen onlara dön, biz onlara öyle ordularla geliriz ki, onların karşı koymaları mümkün değil ve biz onları ordan horlanmış, aşağılanmış ve küçük düşürülmüşler olarak sürüp çıkarırız." |
Ali Bulaç | (Ey heyet reisi, hediyelerinle) dön o padişaha (Belkıs’a) ve kavmine... VAllahi, karşı gelemiyecekleri ordularla varırım da, oradan (Sebe’den) kendilerini zilletler içinde hor oldukları halde çıkarırım.” |
Ali Fikri Yavuz | “Şimdi, seni gönderenlerin yanına dön ve hiç şüphe etmesinler ki, üzerlerine karşı koyamayacakları ordularla geleceğiz ve onları yurtlarından zelil ve mağlûp bir halde çıkaracağız.” |
Ali Ünal | “Hediyeyi onlara geri götür; onlara asla karşı koyamayacakları bir ordu ile gelir, onları oradan hor ve hakir olarak çıkarırım.” |
Bayraktar Bayraklı | (36-37) Suleyman'a geldiklerinde: «Bana mal ile yardim etmek mi istiyorsunuz? Alalh'in bana verdigi size verdiginden daha iyidir. Ama belki de siz hediyenizle sevinirsiniz. Onlara don! And olsun ki, guc yetiremiyecekleri bir ordu ile gelir onlari oradan alcalmis ve kucuk dusmus olarak cikaririz» dedi. |
Bekir Sadak | Sen artık (getirdiğin hediyenle) onlara dön. Yemin ederim ki, karşı koyamıyacakları bir ordu ile kendilerine geleceğiz ve onları aşağılayıp rüsvay edilmiş bir halde zelil ve hakîr olarak (yurtlarından) çıkaracağız,» dedi. |
Celal Yıldırım | (36-37) (Kraliçenin elçisi hediyelerle) gelince Süleyman (ona) dedi ki: “Beni mal ile mi kandıracaksınız? Allah'ın bana bağışladığı ayrıcalıklar size verdiklerinden daha üstündür. Siz bu hediyenizle övünebilirsiniz? Sen onlara dön! Andolsun, biz onlara, karşı koyamayacakları ordularla gelir ve onları oradan aşağılanmış ve küçük düşürülmüş olarak çıkarırız.” |
Cemal Külünkoğlu | “Sen onlara dön. Andolsun, biz onlara, karşı koyamayacakları ordularla gelir ve onları oradan aşağılanmış ve küçük düşürülmüş olarak çıkarırız.” |
Diyanet İşleri | (36-37) Süleyman'a geldiklerinde: 'Bana mal ile yardım etmek mi istiyorsunuz? Allah'ın bana verdiği size verdiğinden daha iyidir. Ama belki de siz hediyenizle sevinirsiniz. Onlara dön! And olsun ki, güç yetiremeyecekleri bir ordu ile gelir onları oradan alçalmış ve küçük düşmüş olarak çıkarırız' dedi. |
Diyanet İşleri ( Eski ) | (Ey elçi!) Onlara dön; iyi bilsinler ki, kendilerine asla karşı koyamıyacakları ordularla gelir, onları muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız! |
Diyanet Vakfı | 'Onlara dön, (ve bildir ki) karşı konulamıyacak ordularla üzerlerine varacağız ve onları aşağılanmış ve küçültülmüş olarak oradan çıkartacağız.' |
Edip Yüksel | «(Ey elçi) Onlara var (söyle); iyi bilsinler ki, kendilerine asla karşı koyamayacakları ordularla gelir, onları, muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız!» |
Elmalılı ( Sade ) | (Ey elçi) dön onlara (söyle): «Vallahi karşı gelemeyecekleri ordularla varırım da, oradan kendilerini perişanlıklar içinde hor ve hakir oldukları halde çıkarırım.» dedi. |
Elmalılı ( Sade - 2 ) | Dön onlara, vallahi karşı gelemiyecekleri ordularla varırım da oradan kendilerini zilletler içinde hor, hakıyr oldukları halde çıkarırım |
Elmalılı Hamdi Yazır | "Sen onlara dön, biz onlara öyle ordularla geliriz ki, onların karşı koymaları mümkün değil ve biz onları ordan horlanmış, aşağılanmış ve küçük düşürülmüşler olarak sürüp çıkarırız." |
Gültekin Onan | (Ey elçi!) Onlara dön; iyi bilsinler ki, kendilerine asla karşı koyamıyacakları ordularla gelir, onları muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız! |
Harun Yıldırım | «Dön onlara. Andolsun önüne geçemeyecekleri ordularla onlara gelir, onları, hor ve hakîr oldukları halde, oradan çıkarırım». |
Hasan Basri Çantay | '(Ey elçi!) Onlara dön; (eğer Müslüman kimseler olarak bana gelmezlerse) artık şübhesiz öyle ordularla onlara geliriz ki, onların buna karşı mukavemetleri yoktur. Ve kendilerini mutlaka zelîl ve küçük düşmüş kimseler olarak oradan çıkarırız.' |
Hayrat Neşriyat | Geri rötür onlara. Andolsun ki; güç yetiremeyecekleri bir ordu ile gelir onları oradan alçalmış ve küçük düşmüş olarak çıkartırım. |
İbni Kesir | "Hediyelerinizle dönün. Bizde bundan sonra oraya ordularımızı göndereceğiz. Aşağılanmış ve horlanmış bir şekilde onları yurtlarından çıkaracağız" dedi. |
İlyas Yorulmaz | “Sen onlara dön. Yemin olsun biz onlara, kendileri için karşı koymanın mümkün olmadığı bir orduyla geliriz ve biz onları oradan horlanıp aşağılanmış ve küçük düşürülmüşler olarak sürüp çıkarırız.” |
İnsan Dergisi | "Getirdiğin bu hediyeleri al ve ülkene geri dön. Onlara de ki, eğer ilâhî hükümlere boyun eğmemekte ısrar ederlerse, asla karşı duramayacakları müthiş ordularla üzerlerine yürüyeceğiz ve hepsini aşağılık ve perişan bir hâlde oradan sürüp çıkaracağız!" Süleyman'ın sahip olduğu baş döndürücü kudret ve zenginliği gören elçiler ülkelerine dönüp durumu kraliçeye bildirdiler ve böylesine kudretli bir orduyla asla baş edemeyeceklerini anlattılar. Bunun üzerine Belkıs, Süleyman'ın isteklerini görüşmek ve kendilerini davet ettiği dini öğrenmek üzere Kudüs'e geleceğini bildirdi. |
Kadri Çelik | "(Şimdi seni gönderenlere) dön! Çünkü, (Allah diyor ki:) Şüphesiz, karşı duramayacakları güçlerle onların üzerine yürüyecek ve onları, küçük düşürülmüş olarak (o ülkeden) mutlaka çıkaracağız!" |
Mahmut Kısa | Dön, git onlara, öyle bir orduyla geleceğim ki karşı duramayacaklar ve oradan, hor hakir bir halde çıkaracağım onları, aşağılık bir hâle gelecek onlar. |
Muhammed Esed | Seni (gönderenlere) dön ve (Allah'ın şu buyruğunu ilet): "Andolsun karşı konulmaz bir orduyla onların üzerine yürüyeceğiz ve elbette onları küçük düşürülmüş bir halde hor ve hakir olarak oradan çıkaracağız!" |
Mustafa İslamoğlu | «Onlara dön, elbette onlara öyle ordular ile gelirim ki, onların bunlara karşı takatları yoktur. Ve elbette onları zelil ve onları hakîr (kuvvetten mahrum) kimseler oldukları halde oradan çıkarırım.» |
Ömer Nasuhi Bilmen | “Onlara dön! İyi bilsinler ki, kendilerine aslâ karşı koyamayacakları ordularla gelir, onları muhakkak surette hor ve hakir bir halde oradan çıkarırız. ” |
Ömer Öngüt | Onlara dön. Karşı koyamayacakları bir ordu ile gelmekte olduğumuzu haber ver. Onları aşağılık bir halde, küçük düşürerek oradan çıkaracağız. |
Şaban Piriş | “onlara dön (zorlu savaşçılarız diyenlere!) Biz onlara kendisine karşı konulamaz bir orduyla geliriz. Onları oradan horlanmışlar ve alçalmışlar olarak sürüp çıkarırız!” |
Sadık Türkmen | Şimdi efendilerine dön. Yemin ederim ki, karşı koyamayacakları kadar güçlü bir ordu ile üzerlerine yürürüz. Ve onurlarını çiğneyerek burunlarını yere sürte sürte onları yurtlarından çıkarırız. |
Seyyid Kutub | "Sen dön ve onlara de ki: Biz onların üzerine, karşı koyamayacakları ordularla yürüyeceğiz. Onları yurtlarından mağlup ve zelil olarak çıkaracağız." |
Suat Yıldırım | Sen, onlara dön (söyle): onlara, kendilerinin asla karşı koyamayacakları ordularla gelirim ve onları hor ve hakir bir durumda oradan sürüp çıkarırım." |
Süleyman Ateş | «Sen onlara dön, biz onlara öyle ordularla geliriz ki, onlar için karşı koymak mümkün değil ve biz onları ordan horlanmış, aşağılanmış ve küçük düşürülmüşler olarak sürüp çıkarırız.» |
Süleymaniye Vakfı | Dön git; onlara öyle bir orduyla geleceğim ki, karşı koyma imkânları olmayacaktır. Onları, kesinlikle alçalmış olarak oradan çıkaracağım. Onlar küçüleceklerdir.” |
Tefhim-ul Kuran | 'Onlara dön ve şunu bildir: Karşı konulmaz ordularla onların üzerine geliriz ve onları hor ve hakir halde oradan çıkarırız.' |
Ümit Şimşek | "Seni gönderenlere dön. Vallahi, karşı koyamayacakları ordularla üstlerine gelirim ve onları oradan, başları eğik, aşağılanmış bir halde sürer çıkarırım." |
Yaşar Nuri Öztürk | (Ey elçi) sen onlara dön (ve şunu bildir ki) andolsun biz onlara asla karşı koyamayacakları ordularla gelir ve onları oradan horlanmış (aşağılanmış) ve küçük düşürülmüşler olarak sürüp çıkarırız. |
Sureler
Sayfa 377
Mushaf
Mushaf
Neml Suresi
İlgili Sure
İlgili Sure
Neml Suresi 36. Ayet
Önceki
Önceki
Neml Suresi 38. Ayet
Sonraki
Sonraki