Nâziât Suresi 34. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Nâziât Suresi 46 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 81. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 583 sayfa numarasında yer almaktadır.
فَاِذَا جَٓاءَتِ الطَّٓامَّةُ الْكُبْرٰىۘ
Sureler
Mushaf
Sayfa 583
Sayfa 583
İlgili Sure
Nâziât Suresi
Nâziât Suresi
Önceki
Nâziât Suresi 33. Ayet
Nâziât Suresi 33. Ayet
Sonraki
Nâziât Suresi 35. Ayet
Nâziât Suresi 35. Ayet
İsim | Meal |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve böylece bütün insanlığı sarsacak olan yeniden dirilme olayı gelip çattığında. |
Abdullah Parlıyan | Her şeyi alt üst eden o büyük felâket geldiği vakit, |
Adem Uğur | Et Tammet'ül Kübra (karşı konulmaz olay - ölüm tadılıp yeni yaşam) başladığında. |
Ahmed Hulusi | Her şeyi alt üst eden o büyük felâket, sur sesi geldiği vakit hesap verme zamanıdır. |
Ahmet Tekin | Ancak o en büyük belâ geldiği zaman, |
Ahmet Varol | Ancak o, 'her şeyi batırıp gömen büyük felaket' (kıyamet) geldiği zaman. |
Ali Bulaç | Fakat o büyük felâket (kıyamet) geldiği vakit, |
Ali Fikri Yavuz | Ve nihayet o kaçınılmaz ve her şeyi bastıran felâket geldiği zaman; |
Ali Ünal | (34-35) O en büyük felâket geldiğinde, o gün insan, neyin uğruna çalıştığını hatırlayacaktır. [717] |
Bayraktar Bayraklı | (34-35) Guc yetirilemeyen en buyuk baskin geldigi zaman, o gun, insan ne ugurda calistigini anlar. |
Bekir Sadak | O güç getirilemiyecek büyük (Kıyamet) felâketi geldiği zaman ; |
Celal Yıldırım | (34-35) Fakat o büyük felâket (kıyamet) geldiği zaman. O gün insan, (dünya hayatında) ne yaptığını hatırlar. |
Cemal Külünkoğlu | (34-35) En büyük felaket (kıyamet) geldiği zaman, o gün insan yaptıklarını hatırlar. |
Diyanet İşleri | (34-35) Güç yetirilemeyen en büyük baskın geldiği zaman, o gün, insan ne uğurda çalıştığını anlar. |
Diyanet İşleri ( Eski ) | (34-36) Her şeyi alt üst eden o büyük felâket geldiği vakit, insan dünyada iken ne için çalıştığını hatırlar. Cehennem de gören her kişiye açıklığı ile gösterilir. |
Diyanet Vakfı | Büyük baskın geldiği zaman, |
Edip Yüksel | Fakat o her şeyi bastıran büyük felaket geldiği vakit, |
Elmalılı ( Sade ) | Fakat o en büyük felaket (kıyamet) geldiği zaman, |
Elmalılı ( Sade - 2 ) | Fakat geldiği vakıt o «tâmme-i kübrâ» |
Elmalılı Hamdi Yazır | Ancak o, 'her şeyi batırıp gömen büyük felaket' (kıyamet) geldiği zaman. |
Gültekin Onan | Fakat o, batıran en büyük bela geldiğinde... |
Harun Yıldırım | Fakat o (bütün belâlardan üstün) en büyük belâ geldiği zaman, |
Hasan Basri Çantay | (34-35) Fakat o en büyük felâket (kıyâmet) geldiği zaman! O gün insan, (hayâtı boyunca) neye koşmakta olduğunu iyice anlar. |
Hayrat Neşriyat | Fakat o en büyük bela geldiği zaman; |
İbni Kesir | Büyük hesap günü geldiğinde. |
İlyas Yorulmaz | Ancak o her şeyi batırıp gömen büyük felâket (kıyamet) geldiği zaman. |
İnsan Dergisi | Nitekim tüm insanların hesaba çekileceği o dehşet anı gelip çattığında, |
Kadri Çelik | Ve böylece, büyük, sarsıcı (yeniden dirilme) olayı gelip çattığında, |
Mahmut Kısa | (34-36) Her şeyi alt üst eden o büyük felâket geldiği vakit, insan dünyada iken ne için çalıştığını hatırlar. Cehennem de gören her kişiye açıklığı ile gösterilir. |
Muhammed Esed | O muazzam olay gerçekleştiği zaman; |
Mustafa İslamoğlu | Artık o vakit ki, pek büyük bir âfet zuhûra gelir. |
Ömer Nasuhi Bilmen | Her şeyi altüst eden o en büyük felâket geldiği zaman. |
Ömer Öngüt | En büyük baskın geldiği zaman, |
Şaban Piriş | Ve böylece, o en büyük felâket geldiği zaman; |
Sadık Türkmen | Her şeyi bastıran o büyük felaket geldiği zaman. |
Seyyid Kutub | Fakat her şeyi bastıran o felaket geldiği zaman, |
Suat Yıldırım | Herşeyi bastıran o büyük felâket geldiği zaman, |
Süleyman Ateş | Ancak o, 'her şeyi batırıp gömen büyük felâket (kıyamet)' geldiği zaman. |
Süleymaniye Vakfı | O en büyük toplantı (mahşer yerindeki toplantı) başladığında[*], |
Tefhim-ul Kuran | O büyük felâket gelip çattığında, |
Ümit Şimşek | O güç yetmez büyük felaket geldiğinde, |
Yaşar Nuri Öztürk | Fakat o (her şeyi batırıp-gömen) büyük felaket geldiği zaman. |
Sureler
Sayfa 583
Mushaf
Mushaf
Nâziât Suresi
İlgili Sure
İlgili Sure
Nâziât Suresi 33. Ayet
Önceki
Önceki
Nâziât Suresi 35. Ayet
Sonraki
Sonraki