Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 585
1. (1-2) Yüzünü ekşitti ve ardını döndü. Kendisine âmânın gelmesinden dolayı.
2. (1-2) Yüzünü ekşitti ve ardını döndü. Kendisine âmânın gelmesinden dolayı.
3. Sana ne şey bildirdi, olabilir ki, o temizlenecektir?
4. Yahut öğüt dinleyecek de kendisine o öğüt fâide verecektir.
5. (5-6) Amma istiğnada bulunan kimseye gelince. İmdi sen ona teveccüh ediyorsun.
6. (5-6) Amma istiğnada bulunan kimseye gelince. İmdi sen ona teveccüh ediyorsun.
7. Onun temizlenmemesinden dolayı senin aleyhine ne var?
8. (8-9) Fakat o kimse ki, sana koşarak geldi. Ve o ise korkar.
9. (8-9) Fakat o kimse ki, sana koşarak geldi. Ve o ise korkar.
10. Sen isen ondan teğafül ediyorsun.
11. Hayır. Şüphe yok ki, o bir öğüttür.
12. Artık dileyen onu düşünür (hatırlar).
13. Pek şerefli sahifelerde.
14. (14-15) Yüksek tertemiz (levhâlârda). Sefirlerin elleriyle.
15. (14-15) Yüksek tertemiz (levhâlârda). Sefirlerin elleriyle.
16. Kerîmlerin, itaatkar olanların (elleriyle yazılmıştır).
17. Kahrolsun insan, o ne kadar nankör.
18. Onu (Allah Teâlâ) hangi bir şeyden yaratmıştır?
19. Onu bir damla sudan yaratmış da onu takdir etmiştir.
20. (20-21) Sonra ona yolu kolaylaştırdı. Sonra onu öldürdü de kabre soktu.
21. (20-21) Sonra ona yolu kolaylaştırdı. Sonra onu öldürdü de kabre soktu.
22. Sonra dilediği zaman da onu neşredecektir.
23. (23-24) Hayır hayır.. Ona emrettiği şeyi, o yerine getirmedi. İnsan, bir de taamına bakıversin.
24. (23-24) Hayır hayır.. Ona emrettiği şeyi, o yerine getirmedi. İnsan, bir de taamına bakıversin.
25. (25-27) Şüphe yok ki, bir suyu bir dökmekle döküverdik. Sonra yeri bir yarmakla yarıverdik. Artık onda daneler bitirdik.
26. (25-27) Şüphe yok ki, bir suyu bir dökmekle döküverdik. Sonra yeri bir yarmakla yarıverdik. Artık onda daneler bitirdik.
27. (25-27) Şüphe yok ki, bir suyu bir dökmekle döküverdik. Sonra yeri bir yarmakla yarıverdik. Artık onda daneler bitirdik.
28. (28-29) Ve yaş üzüm ve yaş yonca (yetiştirdik). Ve zeytinlikler ve hurmalıklar...
29. (28-29) Ve yaş üzüm ve yaş yonca (yetiştirdik). Ve zeytinlikler ve hurmalıklar...
30. (30-32) Ve ağaçları birbirine girmiş büyük bahçeler. Ve meyveler ve mer'alar (vücuda getirdik). Sizin ve hayvanlarınızın faidelenmesi için.
31. (30-32) Ve ağaçları birbirine girmiş büyük bahçeler. Ve meyveler ve mer'alar (vücuda getirdik). Sizin ve hayvanlarınızın faidelenmesi için.
32. (30-32) Ve ağaçları birbirine girmiş büyük bahçeler. Ve meyveler ve mer'alar (vücuda getirdik). Sizin ve hayvanlarınızın faidelenmesi için.
33. Sonra o pek kuvvetli sayha geldiği vakit.
34. (34-36) İnsanın kardeşinden firar edeceği gün. Ve anasından ve babasından. Ve refîkasından ve oğullarından (firar edeceği bir gün).
35. (34-36) İnsanın kardeşinden firar edeceği gün. Ve anasından ve babasından. Ve refîkasından ve oğullarından (firar edeceği bir gün).
36. (34-36) İnsanın kardeşinden firar edeceği gün. Ve anasından ve babasından. Ve refîkasından ve oğullarından (firar edeceği bir gün).
37. Onlardan her kişi için o günde bir iş vardır ki, ona yeter.
38. (38-39) O günde birtakım yüzler parıldanır. Gülücüdür, sevinicidir.
39. (38-39) O günde birtakım yüzler parıldanır. Gülücüdür, sevinicidir.
40. Ve o gün birtakım yüzler de vardır ki, onların üzerlerini bir toz toprak sarmıştır.
41. Onları bir karanlık kaplar.
42. İşte kâfirler, facirler olan, onlardır.