Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 396
85. Muhakkak o zât ki, Senin üzerine Kur'an'ı farz kıldı, elbette seni dönülecek yere iade edecektir. De ki: «Rabbim hidâyetle geleni de ve apaçık bir dalâlette bulunanı da daha iyi bilendir.»
86. Ve sen kendine kitabın gönderileceğini ummuyordun. Ancak Rabbinden bir rahmet olarak (sana gönderilmiş) oldu. Binaenaleyh sakın kâfirlere arka olma.
87. Ve seni Allah'ın âyetlerinden, sana indirildiğinden sonra çevimesinler ve Rabbine dâvet et ve sakın müşriklerden olma.
88. Ve Allah ile beraber başka bir tanrıya da ibadet etme. O'ndan başka bir ilâh yoktur. O'nun zâtından başka her şey helâk olucudur ve O'na döndürüleceksinizdir.
1. Elif, Lâm, Mîm.
2. İnsanlar, «İmân ettik» demeleriyle bırakılacaklarını ve kendilerinin imtihan edilmeyeceklerini mi sanıverdiler?
3. Andolsun ki, onlardan evvelkileri de imtihan ettik, elbette ki, sadâkatte bulunanları da ve yalancı olanları da bilir.
4. Yoksa kötülükleri yapanlar, Bizden kaçıp kurtulacaklarını mı sandılar? Hükmettikleri şey ne kadar fena!
5. Her kim Allah'a kavuşmayı ümit ederse elbette Allah'ın tayin ettiği müddet, herhalde gelicidir ve o bihakkın işitendir, bilendir.
6. Ve her kim mücâhedede bulunursa ancak kendi nefsi için mücâhedede bulunmuş olur. Şüphe yok ki Allah, elbette âlemlerden müstağnidir.