Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 266
71. (Hazret-i Lût) da dedi ki: «İşte onlar benim kızlarımdır. Eğer siz (teehhül) yapacak kimseler iseniz.»
72. Ömrüne andolsun ki, şüphe yok, onlar kendi sarhoşlukları içinde şaşırıp durur kimseler idi.
73. Artık onları işrak vaktine girdikleri sırada, o sayha tutuverdi.
74. Hemen onların üstünü altına getirdik ve onların üzerine balçıktan yapılmış taşlar yağdırdık.
75. Şüphe yok ki, bunda düşünceli kimseler için elbette ibretler vardır.
76. (76-77) Ve şüphe yok ki, o bir sabit yoldur. Muhakkak ki, bunda mü'minler için elbette bir ibret vardır.
77. (76-77) Ve şüphe yok ki, o bir sabit yoldur. Muhakkak ki, bunda mü'minler için elbette bir ibret vardır.
78. Ve şüphe yok ki, Eyke ahalisi de elbette zalimler idi.
79. Artık onlardan da intikam aldık ve şüphe yok ki, ikisi de elbette apaçık öndedirler.
80. Kasem olsun ki Hicr ahalisi de peygamberleri tekzîp etmişlerdir.
81. Ve onlara âyetlerimizi vermiş idik de onlardan yüz çevirici olmuşlardı.
82. Ve onlar emniyet içinde olarak dağlardan evler yontar olmuşlardı.
83. Sonra onları, sabahladıkları an o sayha yakalamış oldu.
84. Artık o kazanageldikleri şeyleri kendilerini kurtaramadı.
85. Ve semaları ve yeri ve aralarında olanları yaratmadık, ancak hak ile yarattık ve Kıyamet anı da elbette gelecektir. Artık sen güzel bir kaçınmakla kaçın. Onlardan yüz çevir.
86. Şüphe yok ki, senin Rabbindir bihakkın bilen, ziyâdesiyle yaratıcı olan ancak O'dur.
87. Zâtı akdesime kasem olsun ki, sana tekrarlanan yediyi (Fatiha sûresini) ve büyük Kur'an'ı verdik.
88. Sakın onlardan bazı sınıfları faidelendirmiş olduğumuz şeylere iki gözünü uzatma ve onlara karşı mahzun olma ve mü'minler için kanatlarını indir.
89. Ve de ki: «Ben, şüphesiz ben (sizi azab-ı ilâhî ile) apaçık korkutucuyum.»
90. Nitekim (o azabı,) taksimcilerin üzerlerine indirmiştik.