Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 508
12. Şüphesiz Allah, imanda sebat edip de o imana uygun ıslah edici işler işleyenleri zemininden ırmakların çağladığı cennetlere koyacaktır; ama küfürde direnenler geçici zevklerin peşine takılarak hayvanların yiyip içtiği gibi yiyip içseler de, sonunda ateş onların meskeni olacaktır.
13. (Ey Nebi!) Seni yurdundan çıkaran toplumundan çok daha güçlü ve kuvvetli olan nice yurtları helak etmişizdir de, asla onlara yardım eden olmamıştır.
14. Hiç Rabbinden (gelen) açık bir delile dayanan kimseyle, kötü eylemleri kendisine güzel görünen ve keyfine göre davranan kimse bir olur mu?
15. Sorumluluk bilinciyle davrananlara vaad edilen, içerisinde zamanla bozulmayan sudan ırmaklar, tadı hiç değişmeyen sütten ırmaklar, içene doyumsuz bir lezzet veren tarifsiz bir meşrubatın çağladığı ırmaklar, saf süzme baldan ırmaklar akan, yine içerisinde tadacakları güzel (davranışlarının) tüm meyveleri ve Rablerinden sınırsız bir bağış bulunan cennetin örneği gibi (bir has bahçeye kavuşan kimse), ateşi mesken tutan ve yakıcı bir (umutsuzluk) içirilip de bağırsakları paramparça olan kimse gibi olur mu?
16. Onların arasından sana kulak verir (gibi) yapanlar var: nihayet senin yanından çıktıklarında, mesajı kavramış olanlara "Sahi, o demin ne dedi(!)" diye sorarlar. İşte, Allah'ın kalplerini mühürlediği ve keyiflerine göre davranan kimseler onlardır.
17. O doğru yola yönelenlerin hidayetini artırır ve onlara korunma gücü bahşeder.
18. Şimdi onlar, Son Saat'in ansızın gelip kendilerini bulmasından başka bir şey mi bekliyorlar? Doğrusu, işte onun tüm alametleri gelmiş bulunuyor: Hal böyleyken, o geldikten sonra (gerçeği) hatırlamak onlara nasıl bir yarar sağlar?
19. Ve (sen ey Nebi): unutma ki Allah'tan başka ilah yoktur! İmdi sen, hem kendi hatan için, hem de mü'min erkekler ve mü'min kadınların (hataları) için af dile! Zira Allah gezip dolaştığınız yeri de, gelip durduğunuz yeri de bilir.