Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 3
6. Şu bir gerçek ki, küfre şartlanmış o kimseleri ha uyarmışsın ha uyarmamışsın, onlar için (ikisi de) bir: iman etmezler.
7. Allah onların kalpleri ve kulakları üzerine mühür vurmuştur, gözleri üzerinde de bir tür perde vardır; işte onlardır korkunç bir azabı hak edenler.
8. İnsanlardan öyleleri de var ki, "Allah'a ve ahiret gününe inandık" der(ler); ama onlar mü'min değiller.
9. Allah'ı ve iman etmiş kimseleri aldatmak isterler; halbuki onlar yalnızca kendilerini aldatırlar; ama bunu (Allah'ın ifşa edeceğinin) farkında bile değiller.
10. Kalplerinde hastalık vardır; Allah da onların hastalığını arttırmıştır; ve ısrarlı yalanları yüzünden can yakıcı azabı hak ederler.
11. Kendilerine "Yeryüzünde fesat çıkarmayın!" denildiğinde, "Biz sadece ıslahatçılarız" derler.
12. Aman dikkat, kesinlikle onlar fesatçıların ta kendileridirler, ama bunun farkında dahi değiller.
13. Kendilerine "Siz de insanların inandıkları gibi inanın!" denildiğinden, "Ya biz, ahmakların inandıkları gibi mi inanıyoruz?" dediler. Bakın! Onlar var ya onlar, gerçekten de ahmaktırlar; lakin bunun bile farkında değiller.
14. Ama inanan kimselerle karşılaştıklarında "Biz iman ettik" derler. Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise, "Biz sizinler beraberiz, biz (onlarla) sadece alay ediyorduk" derler.
15. Allah da onların alaylarına karşılık verir ve onları kendi tuğyanlarına gömülmüş olarak bırakır, şaşkın şaşkın debelenirler.
16. Onlar hidayet karşılığında sapıklığı satın aldılar, bu yüzden ticaretleri onlara kâr sağlamadı; zira onlar doğru yolda giden kimseler değiller.