Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 262
1. Elif-Lam-Ra! Bunlar Kitab'ın, yani özünde açık ve (hakikatı) açıklayıcı olan ilahi hitabın ayetleridirler.
2. Gün gelecek, inkarda ısrar edenler (vahyin yol göstericiliğine) teslim olmayı yürekten temenni edecekler.
3. Kendi haline bırak onları; yesinler, geçici hazlarla avunsunlar, oyalasın onları boş umutlar: nasıl olsa zamanı gelince (gerçeği) öğrenecekler.
4. Zira Biz hiçbir memleketi, (önceden) bilinip anlaşılan ilahi bir vahye muhatap kılmadıkça helake sürüklememişizdir.
5. (Kaldı ki) hiçbir uygarlık, kendisi için belirlenen sürenin (artık kaçınılmaz olan) bitimini ne öne alabilir ne de erteleyebilir.
6. Bir de (kalkıp) "Sen ey kendisine uyarıcı mesaj indiğini (iddia eden) kişi, evet sen kesinlikle mecnunsun!" dediler;
7. "Eğer doğru söylüyor idiysen, bize meleklerle gelseydin ya!" (diye de eklediler).
8. Biz, melekleri ancak ve ancak hakikatin gerçekleşmesi için indiririz; eğer (dedikleri olsaydı), o zaman da onlar için asla erteleme olmazdı.
9. Elbette bu uyarıcı mesajı kaynağından indiren Biziz; onu koruyacak olan da kesinlikle yine Biz olacağız, Biz!
10. Doğrusu (Ey Peygamber), senden önce de geçip gitmiş topluluklara (elçiler) göndermiştik.
11. Kendilerine gelen hiçbir elçi yoktu ki onları alaya almamış olsunlar.
12. Biz (vahyin, etki etmeden) günahkarların yüreklerinden geçip gitmesini işte böyle sağlarız;
13. onlar da öncekilerin nasıl bir model ortaya koydukları sergilendiği halde, (yine de) bu (vahye) inanmazlar.
14. Ve eğer onların üzerine gökten bir kapı açmış olsaydık ve onlar da oraya yükselebilselerdi,
15. kesinlikle derlerdi ki: "Al işte, bizim basiretimiz de bağlandı; daha da beteri (galiba) biz topyekün büyülendik..."