Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 520
36. Ve nice nesiller helâk ettik onlardan önce. Onlar, bunlardan daha çokluktu, daha güçlü kuvvetliydi, derken şehirleri delik deşik etmişlerdi, her tarafı ellerine geçirmişlerdi fakat bir kaçacak yer mi var?
37. Şüphe yok ki bunda, gönlü olana, yahut görerek kulak verene ibret ve öğüt var elbet.
38. Ve andolsun ki biz, gökleri ve yeryüzünü altı günde yarattık ve bir yorgunluk gelmedi bize.
39. Artık sabret ne derlerse ve Rabbine hamd ederek onu tenzîh et güneş doğmadan önce ve batmadan önce.
40. Ve geceleyin ve secdelerden sonra.
41. Ve dinle o nidâ edenin, yakın bir yerden bağıracağı gün, sesini.
42. O gün, o bağrışı, gerçek olarak işitecekler; işte o gündür kabirlerden çıkış günü.
43. Şüphe yok ki biz diriltiriz ve biz öldürürüz ve dönülüp gelinecek tapı, bizim tapımızdır.
44. O gün yarılır yeryüzü de çıkarlar oradan ve hızlı hızlı koşarlar; bu toplayış, bize pek kolaydır.
45. Biz daha iyi biliriz ne dediklerini ve senin, onlara, dilediğini yapacak bir kudretin yok, artık, azaptan korkana Kur'ân'la öğüt ver.
1. Andolsun tozutup savuranlara.
2. Derken ağır bir yük yüklenenlere.
3. Derken kolayca akıp gidenlere.
4. Derken işi ayıranlara.
5. Gerçekten de size vaadedilen, doğrudur ancak.
6. Ve cezâ, mutlaka olacak.