Kehf Suresi 65. Ayet
Hata! Lütfen tarayıcınızın ayarlarını kontrol edip daha sonra tekrar deneyin.
Kehf Suresi 110 ayettir. Nüzulü Mekke'de olup 69. sure olarak inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 293 sayfa numarasında yer almaktadır.
فَوَجَدَا عَبْداً مِنْ عِبَادِنَٓا اٰتَيْنَاهُ رَحْمَةً مِنْ عِنْدِنَا وَعَلَّمْنَاهُ مِنْ لَدُنَّا عِلْماً
Sureler
Mushaf
Sayfa 293
Sayfa 293
İlgili Sure
Kehf Suresi
Kehf Suresi
Önceki
Kehf Suresi 64. Ayet
Kehf Suresi 64. Ayet
Sonraki
Kehf Suresi 66. Ayet
Kehf Suresi 66. Ayet
İsim | Meal |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve orada kullarımızdan bir kul buldular ki, biz katımızdan O'na rahmet verip, özel bilgiyle donatmıştık O'nu. |
Abdullah Parlıyan | Derken, kullarımızdan bir kul buldular ki, ona katımızdan bir rahmet (vahiy ve peygamberlik) vermiş, yine ona tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. |
Adem Uğur | Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz Ona indîmizden (Hakikatini yaşatan) bir rahmet vermiş ve yine Onda ledünnümüzden (Tecelli-i sıfat olarak tahakkuk etme {mardiye} şuuru) ilim açığa çıkarmıştık. |
Ahmed Hulusi | Orada, dindar, ahlâklı, hayırhasenat sahibi mü’min, salih kullarımızdan birini buldular. Nezdimizden ona rahmet, peygamberlik vermiştik. Yüce katımızdan kendisine ilim öğretmiştik. |
Ahmet Tekin | Derken kullarımızdan kendisine katımızdan bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan bir ilim öğrettiğimiz bir kulumuzu buldular. |
Ahmet Varol | Derken, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular. |
Ali Bulaç | Nihayet kullarımızdan bir kul (olan Hızır’ı) buldular ki, biz ona, katımızdan bir vahy vermiş ve tarafımızdan (gayblara dair özel) bir ilim öğretmiştik. |
Ali Fikri Yavuz | Kayanın yanına vardıklarında seçkin kullarımızdan öyle has bir kul buldular ki, O’na katımızdan hususî bir nimet bahşetmiş ve nezdimizden Rabbanî bir ilim öğretmiştik. |
Ali Ünal | Orada katımızdan kendisine rahmet verdiğimiz ve yine katımızdan kendisine ilim öğrettiğimiz kullarımızdan birini buldular. [302] |
Bayraktar Bayraklı | Bu arada ikisi katimizdan kendisine bir rahmet verdigimiz ve kendisine ilim ogrettigimiz kullarimizdan birini buldular. |
Bekir Sadak | Böylece onlar kendisine yanımızdan bir rahmet verdiğimiz ve katımızdan bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kul buldular. |
Celal Yıldırım | Orada kendisine tarafımızdan rahmet sunduğumuz ve katımızdan dolaysız biçimde ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu (Hızır'ı) buldular. |
Cemal Külünkoğlu | Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. |
Diyanet İşleri | Bu arada ikisi katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve kendisine ilim öğrettiğimiz kullarımızdan birini buldular. |
Diyanet İşleri ( Eski ) | Derken, kullarımızdan bir kul buldular ki, ona katımızdan bir rahmet (vahiy ve peygamberlik) vermiş, yine ona tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. |
Diyanet Vakfı | Katımızdan kendisine rahmet verdiğimiz ve bilgimizden öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular. |
Edip Yüksel | Nihayet kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş ve tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. |
Elmalılı ( Sade ) | derken kullarımızdan bir kul buldular ki, Biz ona katımızdan bir rahmet vermiş ve tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. |
Elmalılı ( Sade - 2 ) | Derken kullarımızdan bir kul buldular ki biz ona nezdimizden bir rahmet vermiş ve ledünnimizden bir ılim öğretmiştik |
Elmalılı Hamdi Yazır | Derken, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular. |
Gültekin Onan | Derken, kullarımızdan bir kul buldular ki, ona katımızdan bir rahmet (vahiy ve peygamberlik) vermiş, yine ona tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. |
Harun Yıldırım | Derken kullarımızdan (öyle) bir kul buldular ki biz ona tarafımızdan bir rahmet vermiş, kendisine nezdimizden (haas) bir ilim öğretmişdik. |
Hasan Basri Çantay | Derken ikisi, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu (Hızır’ı) buldular. |
Hayrat Neşriyat | Derken kullarımızdan bir kul buldular ki Biz, ona; katımızdan bir rahmet vermiş ve kendisine nezdimizden bir ilim öğretmiştik. |
İbni Kesir | Kendisine katımızdan bir rahmet ve ilim verdiğimiz kulumuzu buldular. |
İlyas Yorulmaz | Derken, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular. |
İnsan Dergisi | Ve o kayanın yanı başında, Peygamberlerimizden biri olan Hızır adında bir kulumuzla karşılaştılar. Biz ona katımızdan engin bir lütuf ve rahmet bahşetmiş ve yine katımızdan onu evrenin bilinmezliklerine ve ilâhî takdire dair her Peygamberin sahip olmadığı bazı özel bilgilerle donatmıştık. |
Kadri Çelik | Ve orada kendisine katımızdan üstün bir bağışta bulunarak (özel) bir bilgiyle donattığımız kullarımızdan birine rastladılar. |
Mahmut Kısa | Derken kullarımızdan bir kulu buldular ki biz, katımızdan ona rahmet ihsân etmiştik ve katımızdan ilim belletmiştik. |
Muhammed Esed | Sonunda orada, kendisine katımızdan bir rahmete nail kılarak (ilmimizden) bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan birini buldular. |
Mustafa İslamoğlu | Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, ona kendi indimizden bir rahmet vermiştik. Ve ona nezdimizden bir ilim öğretmiştik. |
Ömer Nasuhi Bilmen | Derken kendisine nezdimizden bir rahmet verdiğimiz, tarafımızdan has bir ilim öğrettiğimiz bir kulumuzu (Hızır'ı) buldular. |
Ömer Öngüt | Orada, kendisine esenlik verip, katımızdan bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kul buldular. |
Şaban Piriş | Orada kullarımızdan bir kul buldular; kendisine katımızdan bir rahmet ve tarafımızdan ona bir ilim öğretmiştik/emir vermiştik. |
Sadık Türkmen | Orada kendisine tarafımızdan rahmet sunduğumuz ve katımızdan dolaysız biçimde ilim öğrettiğimiz bir kulumuzu buldular. |
Seyyid Kutub | Orada bizim seçkin kullarımızdan öyle bir has kulumuzu buldular ki Biz ona lütfedip, nezdimizden rabbanî bir ilim öğretmiştik. |
Suat Yıldırım | (Orada) Kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiştik ve ona katımızdan bir ilim öğretmiştik. |
Süleyman Ateş | Derken, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular. |
Süleymaniye Vakfı | Sonra kullarımızdan bir kulu buldular. Ona katımızdan bir ilim öğreterek ikramda bulunmuştuk. |
Tefhim-ul Kuran | Orada kullarımızdan bir kul buldular ki, katımızdan ona bir rahmet vermiş, tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. |
Ümit Şimşek | Orada, kullarımızdan öyle bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, lütfumuzdan bir ilim öğretmiştik. |
Yaşar Nuri Öztürk | Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, ona katımızdan bir rahmet vermiş ve ona tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. |
Sureler
Sayfa 293
Mushaf
Mushaf
Kehf Suresi
İlgili Sure
İlgili Sure
Kehf Suresi 64. Ayet
Önceki
Önceki
Kehf Suresi 66. Ayet
Sonraki
Sonraki