Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 446
1. Düşün sıra sıra dizilmiş bu (mesajlar)ı,
2. ve bir vazgeçme çağrısı ile (kötülüklerden) alıkoymasını,
3. ve (bütün dünyaya) bir öğüt ve uyarıda bulunmasını:
4. Şüphe yok ki sizin İlahınız Tek'tir,
5. göklerin ve yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbi; bütün gündoğumu noktalarının Rabbi!
6. Biz yeryüzüne en yakın gökleri yıldızların güzelliğiyle süsledik,
7. ve onları her türlü bozguncu, şeytani güce karşı emin kıldık,
8. (ki) onlar, (o bilinmeyeni bilmek isteyenler,) yüce sakinler topluluğuna kulak veremesinler ve her taraftan kovulup sürülsünler,
9. (rahmetten) yoksun kalsınlar ve (öteki dünyada) kendilerini bekleyen ebedi azaba duçar olsunlar;
10. ama eğer birisi (bu bilgiden) bir kırıntı koparmayı başarırsa, (bundan dolayı) yakıcı bir alevin pençesine düşsün.
11. Ve şimdi, o (hakikati inkar ede)nlerden sana cevap vermelerini iste: Onları yaratmak, Bizim yarattığımız bu (sayısız mucizelerden) daha mı zordur? Nitekim Biz onları (basit) bir balçıktan yarattık!
12. Hayır, sen hayranlık ve şaşkınlık duyarken onlar (yalnızca) alay ederler;
13. ve (hakikat) kendilerine hatırlatıldığında onu kavramaya yanaşmazlar;
14. ve bir (ilahi) mesajla muhatab olduklarında onu küçümserler
15. ve "Bu, bir (beşerin) büyülü sözlerinden başka bir şey değildir!" derler,
16. "Ne? Ölüp toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra sahiden yeniden dirilecek miyiz?
17. Yani eski atalarımız da mı?"
18. De ki: "Elbette, hem de en perişan ve zavallı şekilde!"
19. Çünkü o (alay ettikleri yeniden dirilme,) bir itham çığlığı şeklinde (aniden onların tepesinde patlayacak.) İşte o zaman (hakikati) anlamaya başlayacaklar,
20. ve "Eyvah!" diyecekler, "İşte Hesap Günü bugündür!"
21. (Ve onlara şöyle denilecek:) "Bu, yalanlamış olduğunuz (gündür, şaşmaz hakikat ile sahte ve yalan arasında) ayrım günüdür!"
22. (Ve Allah şöyle buyuracaktır:) "Toplayın bütün o zalimleri, kendileri gibi olanlarla ve bütün o Allah'tan başka taptıkları (ile) birlikte;
23. ve hepsini yakıcı ateşin yoluna sürün,
24. ve onları (orada) tutun!" (O zaman) böylelerine sorulacak: