Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 182
41. Bilesiniz ki, (savaşta) ganimet olarak her ne ki ele geçirdiyseniz onun beşte biri Allaha ve Rasule; yakın akrabaya, yetimlere, ihtiyaç içinde olanlara ve yolda kalmışlara aittir. (Gözetmeniz gereken ölçü budur) eğer Allaha ve o hakkın batıldan ayrıldığı, iki topluluğun savaşta karşı karşıya geldiği gün kulumuza indirdiğimize inanıyorsanız. (Ki işte o gün tanık olduğunuz gibi) Allahın her zaman, her şeyi irade etmeye gücü yeter.
42. Sizin (Bedir) vadisinin bir ucunda, onların da ta öteki ucunda ve kervanın sizden aşağılarda olduğu o gün(ü hatırlayın). Ve (düşünün ki,) eğer bir savaşın patlak vereceğini bilseydiniz, muhakkak ki, böyle bir meydan okumayı göğüslemekten kaçınırdınız: Ama (her şeye rağmen) Allah, yapılması(nı irade buyurduğu) işi gerçekleştirsin de yok olup gidecek olan, hakkın açık tecellisiyle yok olup gitsin, kalıp yaşayacak olan da (yine) hakkın açık tecellisiyle yaşasın diye (savaş böylece olup bitiverdi). Allah her şeyi işiten, her şeyi bilendir.
43. Allah onların sayısını rüyanda sana azmış gibi göstermişti: çünkü eğer çok gösterseydi, muhakkak ki yılgınlık duyacak ve yapılacak iş (tutulacak yol) hakkında birbirinizle anlaşmazlığa düşecektiniz. Ama işte, Allah (böyle bir duruma düşmekten sizi) kurtardı: (çünkü) O, (insanların) kalplerinde ne varsa, onun hakkında tam ve mutlak bilgi sahibidir.
44. İşte böylece, kavgada karşı karşıya geldiğiniz zaman, onları gözünüze az gibi gösterdi -tıpkı sizi de onların gözünde azalttığı gibi- ki Allah, (yapılmasını irade buyurduğu) işi gerçekleştirsin: çünkü bütün olay ve oluşumların gidişi, (başlangıç ve sonuç olarak) gelip Allaha dayanır.
45. (O halde) siz ey imana erişenler, savaş durumunda bir toplulukla karşı karşıya geldiğinizde, sıkı durun ve aralıksız Allahı anın ki kurtuluşa erişesiniz!