Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 88
60. Ey Peygamber! Sana indirilen Kur'an'a ve senden önce indirilen ilahi vahiylere inandıklarını iddia eden ikiyüzlülerin hâline bir baksana:
Bunlar, aralarındaki anlaşmazlıkları Kur'an'ın ortaya koyduğu temel ilkeler ışığında çözmeleri gerekirken, Allah'ın hükümlerini hiçe sayan zalimlerin ve azgın kâfirlerin, yani tağut'un hakemliğine başvurmak ve o zalimlerin hükmüne göre yargılanmak istiyorlar. Haksız durumda oldukları hukuki bir anlaşmazlığı çözmek için, kendilerini kayırıp lehlerine hüküm vereceğini tahmin ettikleri kâfirlere danışmak istiyorlar. Oysa onlara, tağut'u tamamıyla ret ve inkâr edip Allah'ın hükmüne kayıtsız şartsız itaat etmeleri emredilmişti (Bakara, 2/256). Bu gayri samimi tutum ve davranışları sebebiyledir ki, perde arkasındaki liderleri ve akıl hocaları olan şeytan, onları doğru yoldan iyice uzaklaştırmak ve derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.
61. Onlara, "Haydi imanınızın gereği olarak, Allah'ın gönderdiği Kur'an'ın hükmüne ve Kur'an'ı en güzel şekilde açıklayıp uygulayan Peygamber'in hakemliğine gelin ve onun Kur'an'a göre vereceği karara uyun!" denildiği zaman, o münafıkların senden büsbütün yüz çevirdiklerini görürsün. Çünkü hak ve adalet esaslarına göre verilecek bir hükmün, kendi menfaatlerine ters düşeceğini çok iyi bilirler.
62. Peki, kendi elleriyle yaptıkları bu çirkin davranışlar sebebiyle başlarına nifak maskelerinin düşmesi, ihanetlerinin ortaya çıkması gibi bir felâket geldiği ve sonra da utana sıkıla özürler dileyerek ve "Bizim o kâfirlerin hakemliğine başvururken amacımız insanlara iyilik etmek ve iki davacı tarafın arasını uzlaştırmaktan başka bir şey değildi!" diye Allah'a yeminler ederek huzuruna geldikleri zaman, hâlleri nice olacak? O zaman alınlarına sürülmüş utanç ve zillet damgasından nasıl temizlenecek, kendilerini Allah'ın gazabından nasıl kurtaracaklar?
63. Ey Peygamber! Müminler üzerlerine düşeni yerine getirdikleri takdirde, o münafıklar asla amaçlarına ulaşamayacaklardır. Allah onların kalplerindeki gerçek niyetlerini bilmekte ve buna karşı almanız gereken tedbirleri bu kitapta haber vermektedir. Onun için sen onları Allah'a bırak; fakat tebliğ ve irşat görevini de asla ihmal etme!O münafıkların iç dünyalarına seslenen ve ruhlarına tesir eden, kalplerini kazanmaya yönelik açık, anlaşılır, güzel ve etkileyici sözlerle onlara öğüt ver.
Allah'ın Elçisi'ne karşı gelip ilahi hükümleri reddedenler şunu iyi bilsinler ki:
64. Biz her peygamberi, ancak kendisine —Allah'ın izniyle, yani O'nun belirlediği ilkeler çerçevesinde— itaat edilsin diye gönderdik. Yoksa peygamberler, yalnızca vicdanlara seslenen birer öğütçü olarak gönderilmiş değildirler. Onlar ve onların temsilcisi konumunda olan mümin önderler, ilahi yasaları uygulamak ve yeryüzünde barış, huzur ve adaleti gerçekleştirmekle yükümlüdürler. Bu görevi yerine getirebilmeleri için, müminlerin onlara itaat etmeleri gerekmektedir.
Ey Peygamber! Eğer o münafıklar, Kur'an'ın hükmünü reddetmek suretiyle kendilerine zulmettikleri zaman, derhâltövbe ederek senin huzuruna gelip içtenlikle Allah'tan bağışlanma dileselerdi ve Peygamber de onların affedilmeleri için dua etseydi, Allah'ın nekadar bağışlayıcı ve merhametli olduğunu elbette göreceklerdi.
Onlar hem Müslüman olduklarını iddia ediyor, hem de Kur'an'ın hükmünü reddediyorlar, öyle mi?
65. Hayır; senin Rabb'in şahit olsun ki ey Peygamber, onlar anlaşmazlığa düştükleri konularda seni hakem tayin edip de Kur'an'a göre vereceğin hükme karşı içlerinde en ufak bir tereddüt ve burukluk duymaksızın tam bir teslimiyetle boyun eğmedikleri sürece, iman etmiş olamazlar!