Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 80
15. Ey İslâm toplumunun yöneticileri, önderleri ve aile büyükleri! İnanç, ahlâk, hukuk, siyaset, kültür alanlarında henüz Kur'an'ın hedeflediği olgunluk seviyesine ulaşamamış bir İslâm toplumunda zina eden, evlilik dışı ilişkilerde bulunan yahut kadın kadına sapıkça ilişkilere giren kadınlar olursa, kadınlarınızdan böyle fuhuş yapanlara karşı, suçun tam olarak ispatlanması için içinizden dört adil ve güvenilir şahit getirin. Dört adil şahit bu suça açıkça tanıklık etmedikçe, şüphe ve ihtimallere dayanarak onları cezalandırmayın.
Şahitler bu suçu işlediklerine dair tanıklık ederlerse, o kadınları ölünceye veya Allah kendilerine tövbe edip iffetli bir hanım olma yönünde bir çıkış yolu gösterinceye yahut bir sonraki toplumsal aşamanıza uygun yeni talimatlar (Nur, 24/2-3) gönderinceye kadar, psikolojik tedavi ve ıslah için hazırlanmış evlerde göz hapsinde tutun.
16. İçinizden iki kişi zina ederek veya erkek erkeğe sapıkça ilişkilere girerek bu tür çirkinlikler yaparsa, her ikisini de dayak, hapis, sürgün, kınama gibi işledikleri suça ve içinde bulunduğunuz toplumsal şartlara uygun bir şekilde cezalandırın. Bununla birlikte;
Eğer cezalarını çektikten sonra tövbe edip uslanırlarsa, onları bırakın. Yaptıkları hatayı telafi edip tertemiz bir hayata başlamaları için onlara bir fırsat daha verin. Geçmişte işledikleri kusurlarını yüzlerine vurarak onları rencide etmeyin. Hiç kuşkusuz Allah çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.
Evet; çok merhametlidir, tövbeleri kabul eder. Ancak şu da bilinmelidir ki:
17. Allah'ın kesin olarak kabul edeceği tövbe, ancak cahillik edip günah işleyen, fakat bunu alışkanlık hâline getirmeyip hemen ardından samimi olarak tövbe eden kimseler içindir. İşte Allah onları muhakkak bağışlayacaktır. Hiç kuşkusuz Allah her şeyi bilendir, sonsuz ilim ve hikmet sahibidir.
18. Yoksa hayatı boyunca kötülük yapıp duran ve nihayet kendisine ölüm gelip çatınca, ölüm meleğini açıkça karşısında görüp hayattan ümidini kestiği için "Şimdi tövbe ediyorum!" diyen sözde müminlerin ve son nefeslerine kadar inkârda diretip kâfir olarak ölenlerin son andaki tövbeleri kabul edilmeyecektir.
İşte böylelerine, can yakıcı bir azap hazırlamışızdır!
Bu ikisi arasındakilere, yani bir kötülük işledikten sonra hemen tövbe etmeyen, fakat bu kötülüğü ömrünün sonuna kadar da sürdürmeyen müminlere gelince, niyet ve amellerine göre Allah onları ya bağışlayacak ya da cezalandıracaktır.
19. Ey iman edenler! Vefat eden akrabalarınızın geride bıraktığı kadınları, miras yoluyla bir eşya gibi zorla almanız size helâl değildir. Onlarla ancak kendi rızalarıyla evlenebilirsiniz. Bir de, eşleriniz zina etmek veya zinaya götüren davranışlarda bulunmak gibi açık bir fuhşiyat işlemedikleri sürece, onlara evlilik bedeli veya hediye olarak vermiş olduğunuz herhangi bir şeyi geri almak için kendilerine baskı yapmayın. Fakat aldatma, fuhuş, iffetsizlik ve benzeri bir suç işlerler ve bu suçları ispatlanırsa, boşanmaya kendileri sebep olduğu için, onlara vermiş olduğunuz evlilik bedeli olan mehrin bir kısmını veya tamamını geri alabilirsiniz. Suçu tespit etme ve geri ödenecek mehir miktarını belirleme yetkisi, İslami kurallara göre hüküm veren mahkemelere aittir.
Ey müminler! Hanımlarınızla güzellikle geçinin. Onlara sevgi ve merhametle yaklaşın; tatlı dilli, güler yüzlü ve insaflı davranın. Eşiniz fiziksel özellikleriyle size artık pek de cazip gelmiyor olsa bile, sırf bu yüzden onları boşayıp yuvanızı yıkmaya kalkmayın. Kim bilir, belki siz bir şeyden hoşlanmazsınız da, Allah onda pek çok hayırlar var etmiş olabilir. Fiziksel özellikleriyle pek de hoşunuza gitmeyen bir hanımefendiyi, Allah dünya ve ahiret saadetiniz için pek çok hayır ve bereketlere vesile kılmış olabilir. [65]
Ama her şeye rağmen boşanmaktan başka çare kalmamışsa, :