Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 77
1. Ey insanlar! Hepinizi aynı özden, aynı cevherden meydana getirerek sizi bir tek candan yaratan, ilk insan olan Âdem'i topraktan yarattıktan sonra ondan bir parça ve onun tamamlayıcısı olmak üzere Havva adındaki eşini var eden ve bu ikisinden pek çok erkek ve kadınlar üretip yeryüzüneyayan Rabb'inize karşı sorumlu, saygılı, bilinçli, duyarlı ve takvalı davranın! Hepinizi aynı ailenin eşit haklara sahip üyeleri olarak yaratan ve kardeşlik bağıyla birbirinize bağlayan Rabb'inizin emirlerine uymak ve yasaklarından kaçınmak suretiyle kendinizi dünyada kötülük ve günahlardan, âhirette azaba uğramaktan koruyun! Dilleri, renkleri, ırkları farklı da olsa, bütün insanların kardeş olduğunu bilin ve sakın kardeşlerinize zulmetmeyin! Hiç kimseyi ırkından, cinsiyetinden, renginden dolayı aşağılamayın veya yüceltmeyin! Unutmayın ki, ilâhî değer ölçülerine göre yegâne üstünlük ölçüsü, doğru inanç ve güzel ahlak sahibi olmaktır. O halde, Allah'ın kulları olarak sizlere yakışan, gerçek Rabb'inizi tanımak ve kardeşleriniz arasında insani ilişkilerinizi geliştirip barış ve huzur içerisinde yaşamaktır.
Evet; "Allah aşkına, Allah şahittir ki, Allah'a yemin olsun!" gibi sözlerle kendisinin adını anmak suretiyle yeminler edipbirbirinizden dileklerde bulunduğunuz Allah'a karşı sorumlu, saygılı, bilinçli, duyarlı ve takvalı davranın! Emirlerine sımsıkı sarılarak kötülüğün, günahın her çeşidinden titizlikle sakının! Ve özellikle de, aranızdaki akrabalık bağlarını koruyup gözetin. Gerek yakın gerek uzak olsun, hısım ve akrabayla ilişkiyi koparmamaya özen gösterin. İyi ve kötü günlerinde mutlaka yanlarında bulunarak acılarını ve mutluluklarını paylaşın. Akraba, komşu, yoksul, yetim ve yardıma muhtaç kimselere gereken ilgi ve yakınlığı gösterin. Gerek aile içi bağlılıkları, gerek toplumsal barış ve dayanışmayı sağlamaya yönelik ilişkileri koruyup geliştirmeye çalışın.
Unutmayın ki, Allah üzerinizde gözetleyicidir. Her hâl ve hareketinizi görmektedir ve yaptığınız her şeyin hesabını mutlaka soracaktır.
İşte bu gerçeği hep hatırınızda tutarak zayıf ve çaresiz kimselere kol kanat gerin, özellikle de yetimlerin hakkını çiğnememeye büyük özen gösterin:
2. Şayet vefat eden akrabalarınız tarafından size emanet edilmiş yetim çocuklar ve onlara ait mal mülk varsa, gerekli yaş ve olgunluğa ulaştıklarında o yetimlere mallarını geri verin. Sakın ola ki, helâl kazanç yerine haramı tercih edip de pis olanı temiz olanla değiştirmeyin; örneğin yetimin malını hileli yollarla kendi malınıza katıp yemeyin! Aman dikkat edin; bu gerçekten çok büyük bir günahtır! Ayrıca savaş, saldırı, doğal afet ve benzeri sebeplerle sahipsiz kalmış kimsesiz, dul ve yetimleri gözetip kollayın, onların güzelce yetiştirilip topluma kazandırılması için devlet bütçesinden özel bir fon ayırın. İslam toplumunun yöneticileri ve aile büyükleri, her hak sahibine hakkının verilmesi için gereken tedbirleri alsınlar.
İslâm öncesi dönemde insanlar, vefat eden akrabaları tarafından kendilerine emanet edilen dul kadınlarla ve yetim kızlarla sırf onlara kalan mirasa sahip olabilmek için evleniyor, fakat hak ettikleri sevgi ve yakınlığı onlara gösteremeyerek adaletsiz davranıyorlardı. Bu şekilde beş-on dul veya yetim kızla evli olan kimseler vardı. Allah, suistimal ve haksızlıklara zemin hazırlayan bu tür evlilikler yerine, müminlerin kendi velayet ve kontrolleri altında olmayan, evliliğe özgürce karar verebilecek ve kendi haklarını savunabilecek diğer yetişkin kadınlarla evlenmelerini tavsiye eden aşağıdaki âyetleri gönderdi:
3. Eğer gözetiminiz altında bulunan yetim kızlarla evlendiğiniz takdirde, bu güçsüz ve korumasız biçareler hakkında adaleti gözetemeyeceğinizden korkuyorsanız –ki böyle kimsesiz, sahipsiz kadınlara karşı genellikle adalet gözetilmemektedir– o zaman gözetiminiz altındaki yetim kızlarla değil, size helâl olan ve hoşunuza giden diğer yetişkin hür veya köle kadınlardan ikisi, üçü veya en fazla dördü ile evlenin. İslam toplumunun yöneticileri, bu konuda haksızlıklara kapı açabilecek uygulamaları engellemek üzere tedbir almalı, zaman ve zeminin şartlarına göre gerekli düzenlemeleri yapmalıdırlar. Bunun için, belli şartlar altında birden fazla evliliğe de izin verilmelidir. [49]
Bununla birlikte, eğer birden fazla kadınla evlendiğiniz takdirde onlar arasında eşitlik ve adaleti yerine getiremeyeceğinizden endişe ederseniz ―ki bu durumda adaletin sağlanması gerçekten çok zordur― o zaman sadece bir tane hür kadınla veya sahip olduğunuz savaş esiri cariye [50] ile yetinmelisiniz. [51] İşte bu tek eşliliğe dayalı evlilik modeli, hanımlarınıza karşı haksızlık yapmamanız ve mutlu, huzurlu bir yuva kurabilmeniz için size tavsiye edilen en ideal ve en uygun aile düzenidir.
4. Evleneceğiniz kadınlara, nikâh bedeli olan mehirlerini Allah'ın emrettiği meşru bir hak olarak gönül hoşluğuyla verin. Bununla beraber, mehrin bir kısmını size kendi arzularıyla bağışlarlarsa, onu da alıp gönül huzuruyla yiyebilirsiniz.
5. Aslında himayeniz altındaki yetim ve dullara ait olan, fakat korumanız ve işletmeniz için Allah'ın sizin sorumluluğunuza emanet ettiği mallarınızı, küçük yaştaki yetim çocuklar, zihinsel özürlüler, bakıma muhtaç kimseler gibi henüz o malları çekip çevirebilecek olgunluğa erişmemiş kimselere vermeyin. Fakat onları muhtaç durumda da bırakmayın. Omalları işleterek elde edeceğiniz gelirle, onların yeme içme ve giyim kuşam gibi ihtiyaçlarını karşılayın. Bu arada, iyiliklerinizin altında ezilmemeleri için onlara gönül alıcı, tatlı ve güzel sözler söyleyin.
6. Himayeniz altında bulunan yetimleri, evlenebilecekleri yaşa gelinceye kadar mali, hukuki, ailevi vb. işlerini çekip çevirebilecek olgunluğa ulaşıp ulaşmadıklarını öğrenmek amacıyla,zaman zaman kendilerine önemli sorumluluklar yükleyerek deneyin.
Yeterli bir olgunluğa ulaştıklarına kanaat getirdiğiniz zaman da, mallarını onlara geciktirmeden verin.
Sakın ola ki, büyüyecekler demallarını elimizden alacaklar diye alelacele ve bol keseden harcayarak onların mallarını yiyip bitirmeye kalkmayın!
Eğer yetimlere bakmakla yükümlü kişi zengin ise, onların malını yemekten her halükârda kaçınsın! Ama eğer fakir ise, bumalı korumak ve geliştirmek için gösterdiği çabaya karşılık, ihtiyacına ve adalet kurallarına uygun şekilde ondan yiyebilir.
Onlara mallarını teslim edeceğiniz zaman, bunu belgelendirmek üzere en az iki şahit bulundurun. Fakat bütün şahitlerin ötesinde, asıl dikkate almanız gereken şahit Allah'tır. Unutmayın ki, hesap sorucu olarak Allah yeter!