Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 75
187. Hani Allah, kendilerine kitap verilenlerden, "Bu kitabı bütün hükümleriyle insanlığa bildirecek, onu asla gizlemeyeceksiniz! Özellikle de,geleceği müjdelenen Son Elçi geldiğinde ona mutlaka iman edeceksiniz!" diye söz almıştı.
Fakat onlar, antlaşmayı hiçe sayarak onu kaldırıp arkalarına atıverdiler ve Allah'a verdikleri sözü;servet, makam, şan, şöhret gibi basit menfaatlerle değiştirdiler.
İmana karşı inkârı, cennete karşı cehennemi tercih etmekle ne kötü bir alışveriş yapıyorlar!
188. Yaptığı utanç verici işlerle övünç duyan, yapması gerektiği hâlde yapmadığı işlerle ve sahip olmadığı üstün ahlâkî niteliklerle övülmekten hoşlanan bu ikiyüzlü, yalancı insanların azaptan kurtulacaklarını sanma!
Aksine, onlar için cehennemde can yakıcı bir azap vardır!
Bu azaptan kurtulmak ve ilâhî nimetlere kavuşmak isteyenler, şu hakikate kulak vermelidirler:
189. Göklerde ve yerde mutlak egemenlik ve hükümranlık yalnızca Allah'a aittir ve Allah, her şeye kadirdir.
İçinde yaşadığınız kâinata ibret nazarıyla bakarsanız, bu hakikati ayan beyan görebilirsiniz:
190. Doğrusu, göklerin ve yerin o muhteşem yaratılışında ve gece ile gündüzün mükemmel bir uyum ve düzen içerisinde birbiri ardınca gelişinde, aklı, vicdanı ve sağduyusu olanlara Allah'ın sonsuz kudret, adalet ve merhametini gösterennice deliller vardır.
191. O sağduyu sahipleri, ayaktayken, otururken ve hatta dinlenmek için uzanıp yatarken, sürekli olarak Allah'ı anar ve göklerle yerin akıllara durgunluk veren o muhteşem yaratılışındaki hikmet ve anlamı üzerinde derinlemesine tefekkür ederekRablerine şöyle niyaz ederler:
"Ey Rabb'imiz! Elbette sen bunları boş yere yaratmadın. Bu muhteşem kâinat ve içindekiler, hikmet ve adaletten yoksun, anlamsız ve amaçsız olarak yaratılmış olamaz. Çünkü sen, abesle iştigal etmekten uzaksın, yüceler yücesisin! Evrendeki bu mükemmel sistem, senin her şeyi hikmet ve adalet ölçülerine göre yarattığına, bu hikmet ve adalet gereğince insanın yapıp ettiklerinin hesabını vereceği, zerre kadar iyilik ve kötülüğün karşılıksız kalmayacağı bir ahiret âleminin varlığına tanıklık ediyor. İnanıyor ve biliyoruz ki, cennet de haktır, cehennem de haktır; bizi cehennem azabından koru ya Rab!"
192. "Ey Rabb'imiz! Sen inkârı ve zulmü sebebiyle kimi ateşe atacak olursan, onu en büyük mahrumiyete, zillet ve perişanlığa mahkûm etmişsin demektir."
"İşte böyle azabı hak eden zalimlerin hiçbir yardımcısı olmayacaktır. Âhirette senin yardımından mahrum kalacak olan bu zalimlere biz de dünyada asla destek olmayacağımızı, zulüm ve haksızlıklarının karşısında duracağımızı sana arz ediyoruz ya Rab!"
193. "Ey Rabb'imiz! Biz, "Rabb'inize iman edin!" diyerek insanlığı imana çağıran Muhammed adındaki davetçinin çağrısını işittik ve onun davet ettiği hak dine iman ettik."
"Ey Rabb'imiz, senin engin merhametine sığınıyoruz; günahlarımızı bağışla, bizi daima iyiliğe, güzelliğe yönelterek kötülüklerimizi yok et. Bizi son nefesimize kadar iyilik ve erdem sahibi kullarınla birlikte yaşat, onlarla birlikte canımızı al ve Hesap Günü'nde yine onlarla birlikte haşr eyle ya Rab!"
194. "Ey Rabb'imiz! Elçilerin aracılığıyla bize vadettiğin dünyada zafer ve üstünlüğü, âhirette sonsuz cennet nimetlerini bizlere bahşet; Diriliş Günü bizleri mahcup ve perişan eyleme!
Kuşku yok ki, sen asla verdiğin sözden caymazsın!"