Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 562
1. Tüm kâinatta sınırsız hükümranlık ve egemenliği elinde bulunduran ve her türlü hayrın, bereketin kaynağı olan Allah ne yüce, ne mübarektir! Hiç kuşku yok ki, O'nun her şeye gücü yeter.
2. O Allah ki, hanginizin daha güzel işler yapacağı konusunda sizleri sınamak için, ölümü ve her iki âlemde hayatı yaratmıştır.
Gerçekten O, sınırsız izzet ve kudret sahibidir. Bununla birlikte, çok ama çok merhametlidir.
3. Sizi çepeçevre kuşatan şu uçsuz bucaksız yedi kat göğü, birbiriyle uyumlu ve iç içe geçmiş tabakalar hâlinde yaratan O'dur. Ey insan, nereye bakarsan bak, Rahman'ın yaratışında hiçbir aksaklık, hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de şu göz kamaştırıcı yaratılış mucizesine daha dikkatli bak, O'nun sonsuz ilim ve kudretini gözler önüne seren şu mükemmel sistemde herhangi bir eksiklik, bir çatlak görebiliyor musun?
4. Haydi durma, bir daha, bir daha bak, fakat her bakışında dehşet ve hayranlığın bir kat daha artacak ve sonunda, bakışların hata aramaktan yorulmuş ve ilâhî sanatın ihtişamı karşısında yenilgiyi kabullenmiş bir halde sana geri dönecektir.
İşte ilâhî hükümranlığın alâmetlerinden biri:
5. Andolsun Biz dünyaya en yakın göğü, parlak birer inci demeti gibi ışıldayan göktaşları, gezegenler, yıldızlar gibi gök cisimlerinden oluşan dev kandillerle süsledik ve onları, gelecekten haber verdiklerini iddia eden astrologların, medyumların, falcıların, kâhinlerin haber kaynağı olan şeytanlar için bir taşlama kıldık.
Bazı medyum kılıklı "şeytanlar" yıldızların hareketlerinden yola çıkarak gelecekle ilgili bir takım kehanetlerde bulunuyor, böylece hiçbir bilgiye sahip olmadıkları halde gaybı "taşlamak" suretiyle (Recmen bi'l-ğayb) insanları aldatıyorlar. Oysa onların haber kaynağı olan cinler, kesinlikle uzayın her noktasında diledikleri gibi gezemez, fizik âlemin sınırlarını aşıp gelecek hakkındaki bilgilere ulaşamazlar. Çünkü onlar ne zaman melekler arasında geçen konuşmaları dinlemek için göğe yükselecek olsalar, üzerlerine atılan alev toplarıyla kavrulup küle çevrilirler (15. Hicr: 17,18 ve 37. Saffat: 7–10).
Bu, onlara dünyada verilen cezadır. Ayrıca Biz onlara, ahirette de alevli ateş azabını hazırladık. Ve bu azap, sadece o cinlere ve medyumlara mahsus değildir:
6. Gerek sözleri, gerek davranışlarıyla Rab'lerini inkâr edenlere, âhirette cehennem azabı vardır. Gerçekten ne kötü bir son!
7. Zalimler elleri ve ayakları zincirlerle bağlanmış bir hâlde oraya atıldıkları zaman, cehennemin kaynarken çıkardığı o korkunç uğultusunu işitecekler.
8. Cehennem öyle dehşetli bir hâl almıştır ki, neredeyse öfkeden çatlayacak! Ne zaman oraya inkârcılardan bir grup atılsa, cehennemin bekçileri olan görevli melekler, onlara hayretle soracaklar: "Size bu günü haber veren bir uyarıcı gelmemiş miydi?"
9. Buna karşılık zalimler, "Evet, bize uyarıcı gelmişti. Fakat biz onlara, ‘Allah vahiy namına hiçbir şey göndermiş değildir. Evet, her şeyi yoktan var eden, sahip olduğumuz bütün nimetleri bize bahşeden yüce bir yaratıcının varlığına inanırız. Fakat O'nun kitap ve Elçi göndererek hayatımıza kurallar koyacağını kabul edemeyiz. Siz aksini söylüyorsanız, büyük bir yanılgı ve apaçık bir sapıklık içindesiniz.' diyerek karşılık vermiş ve onların getirdiği gerçeği yalanlamıştık." diyecekler.
10. Ve ekleyecekler: "Ah keşke onları dinleseydik! Eğer uyarılara kulak vermiş veya hiç değilse aklımızı kullanarak gözümüzün önündeki gerçekler üzerinde düşünmüş olsaydık, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeyecek ve bu korkunç ateşi hak edenler arasında olmayacaktık."
11. Böylece, günahlarını kendi ağızlarıyla itiraf edecekler. Fakat iş işten geçmiş olacak. İlâhî rahmetten uzak olsun, o hâlde cehennem halkı!
12. Öte yandan, ilâhî öğüde kulak veren ve Rab'lerine gayben saygı duyan, yani her türlü beşeri idrak ve tasavvurun üstünde ve ötesinde olan Allah'ın Zatını gözleriyle görmedikleri hâlde, O'nun varlığına, Rab ve İlâh olarak birliğine, sonsuz ilim, kudret, merhamet ve adaletine şahitlik eden, muhteşem yaratılış mucizelerini gözleriyle görerek akılları, vicdanları ve sağduyuları sayesinde O'na iman eden ve buyruklarına saygıyla bağlanan dürüst ve erdemli kimselere gelince, onlar için bağışlanma ve cennet gibi muhteşem bir ödül vardır.