Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 556
1. Göklerde ve yerde bulunan bütün varlıklar, daima Allah'ın sınırsız kudret ve azametini övgüyle anarak yüceltmektedir. Şu muhteşem kâinat nizamı içerisinde yer alan her şey, kendisini yaratan Sanatkârın her türlü kusur ve noksanlıktan uzak olduğunu haykırmakta, O'nun sonsuz ilim, kudret, merhamet, hikmet, iyilik, güzellik, adalet gibi yüce vasıflarını gözler önüne sermektedir. Eğer çevrenizdeki varlıklara ibret nazarıyla bakacak olursanız, her zerresinin Allah'ı zikrettiğini göreceksiniz. Öyle ki, göklerde ve yerde hükümranlık tamamen ve yalnızca O'na aittir. Her türlü yücelik ve övgüye lâyık olan sadece O'dur ve O, her şeye gücü yeten sonsuz kudret sahibidir.
İşte sınırsız kudret ve hikmetinin bir tecellisi olarak:
2. Sizi yoktan var eden O'dur. Fakat kiminiz nankörce davranıp O'nu inkâr ediyor, kiminiz iman ediyorsunuz. Unutmayın ki, Allah yaptığınız her şeyi görmektedir ve karşılığını mutlaka verecektir.
3. Çünkü Allah, gökleri ve yeri hak, hukuk ve adalet esaslarına göre, belli bir hikmet doğrultusunda ve şaşmaz kanunlara bağlı mükemmel bir sistem hâlinde, mutlak hakikat anlaşılsın ve yaşansın diye, yani hak olarak yaratmıştır. Size, yeryüzünde karşılaşacağınız ortam ve şartlara uygun bir şekil vermiş ve şeklinizi güzelleştirmiştir. İşte bu nimetler içerisinde bir süre dünyada yaşayacaksınız ve sonunda dönüşünüz O'na olacaktır.
4. Allah, göklerde ve yerde ne varsa hepsini bilir. Sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri de bilir. Çünkü Allah, kalplerde gizlenen niyet ve düşünceleri de hakkıyla bilendir.
5. Ey çağdaş zalimler! Sizden önceki inkârcıların başlarına gelen ibret verici felâketlerin haberi size ulaşmadı mı? İnsanlık tarihini ibret nazarıyla inceleyin de, zalimlerin sonlarının nasıl olduğunu görün. Onlar da sizin gibi azgınlık etmişler ve sonunda yaptıklarının cezasını çekmişlerdi. Fakat asıl cezayı âhirette çekecekler: Onlar için, can yakıcı bir azap vardır.
6. Evet, zalimlerin sonu böyle oldu. Çünkü kendi içlerinden seçilmiş olan Elçileri onlara apaçık bilgi ve delillerle tekrar ve tekrar geldikleri hâlde, onlar her defasında, "Bizim gibi fâni bir insan mı bize doğru yolu gösterecek?" diyerek hakikati inkâr edip yüz çevirmişlerdi. Bunun üzerine Allah, onları cezalandırıp hidayetten mahrum bırakarak, hiçbirinin kulluk ve ibadetine muhtaç olmadığını gösterdi. Çünkü Allah ganidir, hamiddir. Hiç kimseye ve hiçbir şeye muhtaç değildir. Gerçek anlamda yüceltilmeye, şükredilmeye ve övülmeye lâyık olan sadece Odur.
7. Buna rağmen inkârcılar, öldükten sonra diriltilmeyeceklerini iddia ediyorlar. Bu sözleriyle Hesap Gününü, dolayısıyla ilâhî adaleti ve sonuçta Allah'ı inkâr eden o cahillere de ki: "Hayır; her şeye kadir olan Rabb'ime yemin olsun ki, siz kesinlikle diriltileceksiniz ve bütün yaptıklarınız size bir bir haber verilecektir. Bu, Allah için çok kolaydır.
O hâlde, ey insanlar!
8. Allah'a, Elçisine ve göndermiş olduğumuz bu ilâhî Nur'a iman edin ve Kur'an'ın rehberliğiyle hayatınıza yön vererek, inkâr ve cehalet karanlıklarını aydınlığa dönüştürün. Unutmayın ki, Allah yaptığınız her şeyden haberdardır ve hepsinin hesabını soracaktır. Ne zaman mı?
9. Bu, Allah'ın, Toplanma Günü hepinizi hesaba çekmek üzere huzurunda bir araya getireceği, gerçek kâr ve zararın ortaya çıkacağı, nicelerinin pişmanlıktan feryat edeceği Aldanma Günüdür. İşte o Gün, her kim Allah'a gereğince iman etmiş ve O'nun mesajları doğrultusunda güzel ve yararlı davranışlar ortaya koymuşsa, Allah onun günahlarını bağışlayacak ve kendisini, ağaçlarının altından ırmaklar çağıldayan ve sonsuza dek içinde yaşayacağı cennet bahçelerine koyacaktır. İşte budur en büyük kurtuluş, en büyük başarı.