Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 528
45. Ve O'dur iki cinsi, erkek ve dişiyi yaratan,
46. Bir damlacık sudan, döl yatağına atıldığı an.
47. Ve elbet O'na aittir, ölü bedenleri Hesap Günü yeniden diriltmek.
48. O'dur kullarına servet, sağlık, akıl, ahlâk ve iman gibi zenginlikler bahşeden ve tüm canlıların ihtiyaçlarını karşılayan.
49. Ve müşriklerin tapındığı en parlak yıldızın, Şira'nın Rabb'i de O'dur.
50. Ve O'dur, eski Ad kavmini,
51. Ve Semud'u helâk eden, hem de geride bir tek canlı bırakmaksızın.
52. Ve onlardan önce Nuh kavmini korkunç bir tufanla yok eden. Çünkü onlar, zulüm ve haksızlıkta gerçekten çok ileri gitmişlerdi.
53. Yine O'dur, altı üstüne getirilen Sodom ve Gomore şehirlerini de yerin dibine geçiren.
54. Öyle ki, azap yağmuru altında kalan bu uğursuz şehirlerin üstünü neler kaplamıştı, neler!
55. O hâlde ey insan, önceki zalimlerin feci sonları ortada dururken, Rabb'inin hangi nimetini inkâr edebilir, adaletinden şüphe duyabilirsin?
56. İşte bu Kur'an, önceki uyarıcı Kitaplar gibi bir uyarıcıdır.
57. Kaçınılmaz olan Son Saat iyice yaklaşmıştır. Öyle ki, şu anda aldığınız nefesin son nefesiniz olup olmadığını bilemezsiniz.
58. Ve Son Saat gelip çattığında, Allah'tan başka hiçbir güç ona engel olamayacaktır.
59. Şimdi, ey inkârcılar, siz kendi tuhaf hâlinize değil de, sizi uyaran bu mübarek sözlere mi şaşıyorsunuz?
60. İçler acısı hâlinize ağlamıyorsunuz da, uyarıları alaya alıp gülüyor musunuz?
61. Ve küstahça bir aldırmazlık içinde oyalanıp duruyor musunuz? Yapmayın bunu!
62. Haydi, şimdi Allah için secdeye kapanın ve yalnızca O'na kulluk edin!
1. Tüm evrenin şiddetli bir sarsıntıyla yok edileceği Kıyamet Saati iyice yaklaştı ve Ayın yarılıp parçalanmasına çok az bir zaman kaldı. [111]
Tüm evrenin şiddetli bir sarsıntıyla yok edileceği Kıyamet Saati iyice yaklaştı ve kıyameti ispatlayan açık bir delil ve Son Elçiye bahşedilen apaçık mucize olarak, Peygamberin ve müşriklerin gözleri önünde, Ay kısa bir süre için ortadan ikiye yarıldı.
2. Fakat inkâra şartlanmış olan zalimler ne zaman bir mucize görseler, "Bu öteden beri süregelen etkileyici bir büyüdür." diyerek bir bahaneyle mutlaka haktan yüz çevirirler.
3. İşte Mekkeli kâfirler de, bizzat şahit oldukları bu mucizenin bir göz boyama, bir büyü olduğunu ileri sürerek onu inkâr ettiler ve böylece, arzu ve heveslerine uyarak kıyameti ve Hesap Gününü yalanladılar. Çünkü ilâhî adaleti kabul etmek onlara ahlâkî yükümlülükler getiriyor, bu da hiç hoşlarına gitmiyordu. Fakat bu hâlleri, sonsuza dek böyle sürüp gitmeyecek, yakında gerçeği görecekler. Çünkü her işin gerçekleşeceği belirli bir zaman vardır. Allah'ın haber verdiği her şey, yeri ve zamanı gelince mutlaka gerçekleşecektir. Çünkü bu muazzam varlık âleminde, yaratılan her şeyin belli bir hikmeti vardır ve bu, ya bu dünyada ya da âhirette mutlaka gerçekleşecektir.
4. Oysa onlara, aklını kullanan her insanı inkâr bataklığına saplanmaktan engelleyecek haberleri dile getiren ayetlerimiz ulaşmış bulunuyor.
5. Hemde, mükemmel bir hikmet ve öğüt Kitabı! Ne var ki, kendisini inkâra şartlandırmış olanlara öğüt ve uyarılar fayda vermiyor.
6. O hâlde, ey Müslüman! Madem bütün delillere rağmen inkârda diretiyorlar, sen de bırak onları, inkâr ve cehalet karanlıklarında bocalayıp dursunlar! Mahşer Günü İsrafil adındaki davetçinin, eşibenzeri görülmemiş bir şeye çağıracağı o müthiş Gün gelip çatıncaya kadar: