Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Sayfa 523
52. Ey Peygamber! İnkârcıların yalan ve iftiralarla İslâm'a saldırmaları seni üzmesin. Küfrün değişmez karakteri böyledir. Nitekim onlardan önceki kâfirlere de ne zaman bir elçi veya davetçi geldiyse, her defasında "Bu adam, insanların gözünü boyayan bir büyücü ya da zavallı bir delidir!" demişlerdi. Tıpkı şimdiki kâfirlerin yaptığı gibi:
53. Yoksa onlar, bunu söylemeyi nesilden nesle birbirlerine tavsiye mi ettiler? Hayır, doğrusu onlar, sınırı aşan azgın bir topluluktur.
54. Öyleyse, hakikati bütün delilleriyle ortaya koyduğun hâlde yanlış düşüncelerinde ısrar eden bu gibi insanlardan yüz çevir. Karşısındaki insanı dinleme nezaketini gösteremeyen, ortaya konan bunca delilleri düşünme zahmetine bile katlanmayan kibirli ve inatçı kimselerle tartışmanın yararı yoktur. Öyleyse, onlarla kısır tartışmalara girerek vaktini ve enerjini boş yere harcama. Korkma, onlara yüz vermediğin için sorumlu tutulacak, kınanacak değilsin.
55. Bununla birlikte, bu çağrıya kulak verecek tertemiz gönüllere ulaşmak için sürekli olarak uyarmaya devam et. Çünkü uyarı, inatçı kâfirlere olmasa bile, inanmaya gönlü olanlara mutlaka fayda verecektir. Unutma ki;
56. Ben cinleri ve insanları, başka bir gaye için değil, ancak Beni Rabb' olarak tanımaları ve yalnızca Bana kulluk ve itaat etmeleri için yarattım. Ve bu kulluğun yararı Bana değil, bizzat kendilerine olacaktır. Öyle ya;
57. Ben o müşriklerin tapındığı sözde "ilâhların" kendilerine tapanlardan istediği gibi onlardan ne bir rızık istiyorum, ne de beni beslemelerini.
58. Çünkü Allah'ın kendisidir her türlü rızkı veren ve yalnızca O'dur, sonsuz kudret ve sarsılmaz kuvvet sahibi olan. İşte bunun içindir ki:
59. Hiç kuşkusuz bugünkü zalimler de, geçmişte helâk edilmiş olan yoldaşları gibi azaptan paylarına düşeni zamanı gelince alacaklardır. Öyleyse, Benden azabı çabucak istemesinler.
60. Kendilerine vadedilen azap günlerinden dolayı, vay o kâfirlerin hâline!
1. Musa Peygamberin Allah ile bizzat konuşma şerefine nail olduğu kutsal Sina Dağı şahittir ki,
2. (2-3) Yayılmış ince deri üzerine satır satır yazılan kutsal Kitap şahittir ki,
3. (2-3) Yayılmış ince deri üzerine satır satır yazılan kutsal Kitap şahittir ki,
4. İbrahim'den size miras kalan ve Beyt-i Mamur denilen kutsal mabet Kâbe şahittir ki,
5. Yüksek ve geniş bir tavan gibi üzerinizde duran ve sizi bir kalkan gibi koruyan gökkubbe şahittir ki,
6. Dalga dalga kabarıp coşan denizler şahittir ki,
7. Rabb'inin zalimlere haber verdiği âhiret azabı mutlaka gerçekleşecektir.
8. Ve hiçbir güç ona engel olamayacaktır.
9. O gün gökler, müthiş bir sarsıntıyla sarsılacak.
10. Ve o heybetli dağlar, yerlerinden sökülüp yürütülecek.
11. İşte o gün, ayetlerimi yalanlamış olanların vay hâline!
12. Onlar ki, inkâr ve cehalet bataklıklarında oyalanıp dururlardı.
13. O gün onlar, sürüklenerek cehennem ateşine atılacaklar.
14. Ve onlara şöyle denilecek: "İşte vaktiyle yalanlayıp durduğunuz ateş budur!"